Ekrem Çulfa
Otizm
Nedir? Tanısı Teşhisi Nasıldır? 0533
373 81 23 Uzman Klinik Psikolog Gülten Demirdöven Günümüzde her 110 çocuktan birini etkilediği bilinen
ve pek çok ailenin hayatının altüst olmasına yol açan bu bozukluğun yirminci
yüzyılın ortalarına kadar bir adı bile yoktu. 1943’te Dr. Leo Kanner 11 çocuk
üzerinde yaptığı çalışmalar sonunda literatüre ‘Erken Çocukluk Otizmi’ terimini
kazandırdı. Aynı yıllarda Hans Asperger, bugün Asperger Sendromu olarak
bilinen, aynı bozukluğun daha hafif bir biçimini tanımladı. Kanner üzerinde
çalıştığı 11 çocukta, sosyal ilişki kuramama, dili iletişim için kullanmama,
ekolali, tekrarlayıcı davranışlar, değişiklikleri tolere edememe gibi günümüzde
de tanı kriterleri içinde olan özellikler yanında, geçerliliğini yitirmiş bazı
özellikler de tarif etmiştir. Otizm DSM-III tanı sınıflamasına kadar çocukluk
çağı psikozları arasında yerini almıştır. Yıllar süren değerlendirmeler sonunda
araştırmacılar, otizm ile çocukluk şizofrenisinin ayrı bozukluklar olduğu
konusunda birleşmişlerdir ve otizm resmi bir sınıflama terimi olarak DSM-III’e
girmiştir. 1994 yılında DSM-IV (Uluslararası Ruhsal Hastalıklar Tanı ve
İstatistik El Kitabı) içinde Yaygın Gelişimsel Bozukluklar (günümüzde Otistik
Spektrum Bozuklukları terimi daha çok kullanılmaktadır) başlığı altında yerini
almıştır. Bu başlık altında bazı farklarla birbirinden ayrılan ama sonuç olarak
otistik belirtilerin olduğu değişik tablolar yer alır. DSM-IV-TR’ye göre, otistik bir çocuk, üç yaşından
önce aşağıdaki alanların birinde veya daha fazlasında gecikme veya anormal
fonksiyon gösterecektir. -Sosyal etkileşim -Sosyal iletişimde kullanılan dil -Hayali veya sembolik oyun oynama Bir çocuğa otistik bozukluk teşhisi konması için
aşağıdaki listelerden en az 6 kriteri karşılaması gerekir. -Sosyal etkileşimde bozukluk (çocukta en az iki
semptom gözlenmelidir) Sosyal etkileşimlerde zorluk yaşamak. Örneğin: Çocuk,
göz teması, yüz ifadesi, duruş ve mimikler gibi sözlü olmayan birçok davranış
sergileyecektir. Çocuğun gelişim seviyesine uygun olarak yaşıtlarıyla
ilişkisinin eksikliği Başarıları, ilgi alanlarını veya haz aldığı şeyleri
diğerleriyle paylaşma konusunda isteksizlik Sosyal veya duygusal etkileşime katılım sağlayamamak
veya cevap verememek -İletişim bozukluğu (en az bir tane) Konuşulan dilin gelişiminin gecikmesi veya dil
gelişiminin olmaması ve çocuğun bunun eksikliğini hareketlerle telafi etmeye
çalışmaması Konuşabilen çocuklarla konuşma başlatma veya
konuşmayı devam ettirme konusunda yetersiz girişimler Tekrarlayan, kalıplaşmış veya çok öznel dil
kullanımı -Hayali veya sembolik oyun oynama (en az bir tane) Çocuğun gelişim seviyesine uygun olarak taklide
dayalı sosyal oyunlar oynamamak veya spontane, hayali oyun oynamamak Tekrarlayan, sınırlı ve kalıplaşmış aktiviteler,
davranışlar ve ilgi alanları (en az 1 tane) Sınırlandırılmış ve kalıplaşmış (örneğin, bazı
şeyleri çevirmek) anormal (odaklanma ve yoğunluk olarak) ilgi alanlarıyla
meşgul olmak Bir işlevi veya amacı olmayan rutinleri veya
tekrarlanan hareketleri ısrarla yinelemek Nesnelerin parçalarıyla sürekli meşgul olmak Otizme Ne Sebep Olur? Otizmin nedeni henüz tam olarak tespit edilememiştir.
Otizmin tek bir nedeni yoktur. Pek çok nedeni olduğu artık bilinmektedir.
Otistik bireylerde beyin hücreleri farklı çalışmaktadır. Hücreler arasında
mesaj taşıyan kimyasal ileticilerde eksiklik ya da fazlalık olduğu
düşünülmektedir. Bazı genetik hastalıklar otizme yol açar. Genetiğin otizmin
nedenleri arasında önemli bir yeri vardır. Kardeş ve ikiz çalışmaları bunu
doğrulamaktadır. Otistik bir çocuğun kardeşinde otizm görülme riski genel popülâsyona
göre 50-100 kat daha fazladır. Tek yumurta ikizlerinde her ikisinin birden
otistik olma oranı çift yumurta ikizlerine göre daha fazladır. Bütün bunlar
genetiğin etkisini bize gösteriyor fakat sadece genetiğin tek neden olmadığı
noktasına da ulaştırıyor. Sadece genetik etkili olsaydı tek yumurta ikizlerinde
her iki bebeğinde her zaman otistik olması gerekirdi. Yapılan çalışmalar bir
tek gen değil birden çok genin etkileşimi sonucu hastalık yapıcı etki
oluştuğunu ortaya koymuştur. Klinik tablodaki davranışsal çeşitlilik çevresel
faktörlerinde etkili olduğunu düşündürmektedir. Doğum öncesi, doğum ve doğum
sonrası faktörler ile otizm arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Eldeki
bulgular genetik olarak otizme yatkınlığı olan çocukların doğum sırasında sorun
yaşama riskinin daha fazla olduğunu göstermektedir. Ayrıca, anne karnında
geçirilen kızamıkçık virüsünün, pek çok anormalliğin yanında otizme de yol
açabildiği bilinir. Şu kesin olarak bilinmektedir ki, otizm tek bir
nedenle olmaz, birden çok etkenin bir araya gelmesiyle meydana gelen oldukça
karmaşık bir durumdur. Otizm erkeklerde kızlara oranla 4 kat daha fazla
görülür fakat genelde kızlarda daha ağır seyreder. Otistik bireylerin % 70’inde
zekâ geriliği görülmektedir. % 30’u normal ve bu %30’luk dilimin %10’u üstün zekâya
sahiptirler. Zekâ düzeyi ve eşlik eden diğer hastalıklar otizmin ağırlık
derecesi üzerinde belirleyici rol oynar. Eşlik eden hastalıklar arasında en sık
rastlanılanlar dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, duygu-durum
bozuklukları ve epilepsidir. Her üç çocuktan biri epileptik anlamda risk
taşımaktadır. 0-5 yaş arası ve ergenlik döneminde epilepsi nöbetlerinin görülme
olasılığı artar. Ülkemizdeki kayıtlara göre 271.000 otistik
özellikleri olan bireyin bulunduğu, bu rakamın 81.000’nin 0-14 yaş arası
çocuklardan oluştuğu tahmin edilmektedir. Her 110 çocuktan biri otistik
özellikler göstermektedir. Otizmin Tipik Belirtileri Nelerdir? Otizm tanılı bireyler aşağıdaki tipik davranışların
en az yarısını gösterirler. Bu semptomlar çok hafif ya da çok şiddetli
olabilir. Her bir semptomun etkisi de diğerinden farklı olabilir. Ayrıca, bu
davranışlar birçok farklı sebeple ortaya çıkarak, gelişimine uygun olmayacak
şekilde sergilenebilir. Göz kontağı kısıtlıdır ya da yoktur. Çevreye ilgisizdirler. Adına tepki vermezler. Aşırı hareketli ya da hareketsiz olabilirler. Bazıları fiziksel temasa (öpülme, sarılma vs.) izin
vermez ya da hoşlanmazlar. Çoğunlukla insanları değil cansız varlıkları tercih
ederler. Sosyal ve duygusal açıdan kendilerini izole ederler. İşaret etmezler, ihtiyaçlarını yetişkinin elini
kullanarak ifade ederler. Taklit becerisi yoktur ya da sınırlıdır. Konuşma birçoğunda gelişmemiştir. Konuşma gelişse bile bunu iletişim aracı olarak
kullanmazlar. Ekolaliktirler, söylenenleri papağan gibi tekrar
ederler. Zamirleri ters kullanırlar. Uygun olmayan vurgulamalar, kalıp cümlelerle
konuşurlar. Mekanik ve tek düze ses tonu kullanırlar. Uygunsuz gülme ve kıkırdamalar vardır. Düzen takıntıları vardır. Nesne takıntıları vardır. Objelere gereksiz yere
bağlanma…(İp, pet şişe, araba… vs) Rutinlerindeki değişikliklere tepki gösterirler. Tekrarlayan davranışları (stereotipiler) vardır.
(Nesneleri çevirme, el çırpma, kanat çırpma, zıplama, kendi etrafında dönme,
parmak ucunda yürüme…) Oyuncaklarla gerektiği gibi oynamazlar. (Arabaları dizerler,
topu çevirirler…) Hayali oyun oynamazlar. Sürekli aynı oyunları oynamayı tercih ederler. Bazıları çok inatçıdır. Bazıları ses, acı, koku, ışık ve dokunuşa aşırı
hassasiyet gösterebilir. Bazıları soğuk, sıcak, acıya duyarsız olabilir. Bazıları tehlikeye karşı duyarsız olabilir. Yemek yeme bozuklukları vardır. Bazıları kendine, çevresindekilere ve eşyalara zarar
verebilir. Beklemeye ya da isteklerini ertelemeye pek
tahammüllü değillerdir. Otizmin Tipik Belirtileri Otistikler aşağıdaki tipik davranışların en az
yarısını gösterirler. Bu semptomlar çok hafif ya da çok şiddetli olabilir. Her
bir semptomun etkisi de diğerinden farklı olabilir. Ayrıca, Bu davranışlar
birçok farklı sebeple ve yaşlarına uygun olmayacak bir şekilde sergilenebilir. Diğer Çocuklarla ilişki kurmakta zorluk Her şeyin aynı olmasını istemek, rutin yaşama
bağlılık, değişikliklere aşırı tepki vermek Uygunsuz ve sebepsiz gülmek ve ağlamak Aşırı hareketlilik ya da aşırı hareketsizlik Tehlikeye karşı duyarsızlık Göz temasının çok az ya da hiç olmaması Sürekli aynı oyunları oynamak Motor hareket gelişiminde düzensizlik. (Topa vuramaz
ama küpleri üst üste koyabilir.) Acıya karşı duyarsızlık Ekolali (Cevap vermek yerine, kendisine söylenenleri
aynen tekrar etmek) Yanlız kalmayı tercih etmek İhtiyaçlarını belirtmekte zorlanmak. Konuşma yerine
hareketlerle ihtiyaçlarını belirtmeye çalışmak Temastan, kucağa alınmaktan ya da sevilmekten
hoşlanmamak Objeleri kendi etrafında çevirmek Seslere karşı aşırı duyarlılık ya da aşırı
duyarsızlık Normal öğrenme metodlarına karşı duyarsızlık Objelere gereksiz yere bağlanmak Bir sebep olmadan strese girmek, üzüntü duymak Kaynak:
http://www.724Psikoloji.com 7/24
Psikolojik Danışmanlık 0533
373 81 23
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
BOŞANMALAR ÇOCUKLARI NASIL ETKİLİYOR?
- 10/11/2018
BOŞANMALAR ÇOCUKLARI NASIL ETKİLİYOR?
Yargıtay'dan #boşanmış #babaları kızdıracak #çocuk kararı!
09.11.2018 12:31
İzmir'de eşinden ayrılan ve 15 yaşındaki kızını haftada bir gören baba, #Yargıtay'ın kararıyla büyük bir şok yaşadı.
“Çocuklar korku oyunu videоlarını izliyor. Ruh sаğlıklаrını bozabilir.
- 04/10/2017
“Çocuklar korku oyunu videоlarını izliyor. Ruh sаğlıklаrını bozabilir. İzlemelerinin sebebi çocukların evdeki kısıtlı yaşamlarından video izlеyеrеk çıkabilmeleri. Çоk yanlış. Aileler bu videоları toptаn yasaklasınlar..."
İntihar etmesinden kuşkulanılan kişiye yapılabilecek 10 yardımı şöyle sıralayabiliriz:
- 27/11/2016
MyLife 7/24 danışmanlık hattımızdan randevu alarak bize danışmanız,
0533 373 81 23
Yada uzak mesafelerde iseniz.
Ekremculfa@hotmail.com
Mail yolu ile bize bildirmenizdir.
Websitemiz: www.mylifeistanbul.com
My life Psikolojik Danışma istanbul 0533 373 8123 My life Psikolojik Danışma istanbul 0533 373 8123
- 12/11/2016
My life Psikolojik Danışma istanbul 0533 373 8123 My life Psikolojik Danışma istanbul 0533 373 8123
ANNE-BABA DAVRANIŞLARININ ÇOCUKÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
- 17/04/2016
7/24 Psikolojik Danışmanlık 0533 373 81 23
ÇOCUKLARDA OLUMLU DAVRANIŞ DEĞİŞTİRME YÖNTEMLERİ
- 15/04/2016
7/24 Psikolojik Danışmanlık 0533 373 81 23