Ekrem Çulfa
Hayatımız boyunca,
karşılaştığımız olaylarda birtakım iç konuşmalar yaparız. Bu konuşmalar sayesinde
kendimizi bir şekilde rahatlatmış oluruz. İç konuşmalar aslında göründüğü kadar
iyi ve yapıcı olmayabilir. Gerçekleştirmek isteyip de gerçekleştiremeyeceğimize
inandığımız bazı hedeflerimize, kendi iç konuşmalarımızla bazı duvarlar
yaratarak, hedefe ulaşmamızı kendimiz engelleriz. İşte buna “kendini sabote
etmek” denmektedir. Kimi zaman bizi motive
eden, kimi zaman da kendi isteğimizle engel koydurtan bu iç konuşmalarımız
olmadan yapamayız. Çünkü onlar bize aittir. Halbuki dışarıdan gelen bir tehlike
olsa, bunu hemen sezer ve tepki veririz. İşte farkında olmadan gelen tehlike
içimizden gelendir. İçimizden gelen sesin iyi niyetli mi yoksa kötü niyetli mi
olduğunu sezemeyiz. İşte içimizdeki sesin asıl niyetini anlayabilmek için, bu
sesin nasıl meydana geldiğini ve maksatlarının neler olduğunu hep birlikte
biraz inceleyelim. Kendini sabotaj;
bireye başarısızlığı dışsallaştırma, başarıyı ise içselleştirme olanağı
sağlayan bir eylem veya performans ortamının seçilmesidir. Bireyin başarı
olasılığını azaltarak başarısızlığın nedenlerini dışsal etkenlere yüklemesine
yardımcı olabilecek birçok engel, kusursuz biçimde bireyin başarısızlığını
haklı gösterme amacına hizmet etmektedir. Bu nedenle kendini sabotaj bir benlik
koruyucu strateji olarak görülmektedir. (International Online Journal
of Educational Sciences, 2011, 3(3), 1155-1168) Birey başarısızlığının
nedenlerini dışsal etkenlere yükleyerek ve iyi performans sergileme olasılığını
azaltacak engeller bularak veya üreterek, özyeterlik hissini kibarca korumaktadır.
Eğer birey başarısız olursa, başarısızlığın nedenini o engele yükleyerek
başarısızlığın kaynağını dışsallaştırır. Eğer birey iyi bir performans
sergilerse, olumsuz şartlara rağmen başarılı olduğunu kanıtlamış olacaktır. Her
iki durumda da kazançlıdır. Burada zekice
sergilenen bir dizi eylem söz konusudur. Birey bu eylemlerini diğer bireylere
öyle bir şekilde sunmalıdır ki onu gözlemleyenler, bireyin bu eylemi
başarısızlığı için bir bahane olarak ürettiğini fark etmemelidir. Eğer kendini
sabotaj davranışı diğerleri tarafından hissedilirse büyük olasılıkla işlevsel
olmayacak ve amacına hizmet etmekten uzaklaşacaktır. Kendini sabote etmeyi
sözel ve davranışsal olarak iki formda inceleyebiliriz. Sözel sabotajda,
kendini sabotaj durumunda birey, içinde bulunduğu koşulların olumsuz olduğunu
ve başarısızlığına bu koşulların yol açtığını ifade etmektedir. Fakat
davranışsal sabote etme durumunda ise, kendini sabotaj stratejileri, doğrudan
performansı etkileyen, kasıtlı ve gözlenebilir eylemlerdir. Davranışsal kendini
sabotaj, bireyin sınava çalışmayı ertelemesi, sınavdan önce alkol alması veya
sınava hazırlanma yerine sinemaya gitmesi gibi gerçek sabotaj davranışları
içeren ve diğer bireyler tarafından da objektif olarak gözlemlenebilen
stratejilerdir. Davranışsal kendini sabotajda birey
görevi aktif biçimde zorlaştırır ve davranışsal kendini sabotaj diğer bireyler
için daha ikna edicidir (Leary & Shepperd, 1986; Snyder & Smith, 1982). Davranışsal
Stratejiler: Bireyin görev ve
faaliyetlerini ertelemesi, Bireyin görevle ilgisi
olmayan aktivitelerle aşırı ilgilenmesi, Bireyin kendine aşırı
yüklenmesi, Bireyin madde, ilaç ve
alkol kullanması, Bireyin yeterli pratik
ve alıştırma yapmaması, Bireyin fırsatları göz
ardı etmesi, Bireyin yeteneği
körelten performans ortamları seçmesi. Sözel Stratejiler: Bireyin sınav kaygısı
yaşadığını öne sürmesi, Bireyin psikolojik ve
fiziksel semptomlar bildirmesi, Bireyin sosyal kaygı
yaşadığını öne sürmesi, Bireyin travmatik
olaylar yaşadığını öne sürmesi, Bireyin utandığını öne
sürmesi. Birey bir yandan
başarılı biçimde öz-saygı düzeyini korumakta ve kendini değerlendiren veya
sosyalleştiren bireylerin (ebeveyn, öğretmen, yargıç vb.) izlenimlerini yönetip
algılarını kontrol etmekteyken, diğer yandan performansına zarar vermektedir.
Kendini sabotajın artan performans ve haz ile azalan başarısızlık gibi olumlu
sonuçlar sağlama ihtimali olması ile birlikte, başarısızlık olasılığı,
yetersiz performans ve olumsuz duygulanım gibi uyumsuz değişkenlerle karşılaşma
ihtimali de mevcuttur. Kendini sabotaj davranışının sonuçları üç nedenden
dolayı olumsuz olabilir. Birincisi bazı kendini sabotaj davranışlarının
(örneğin, alkol kullanma) başlı başına zarar verici olmasıdır. İkincisi kendini
sabotaj sonuç olarak performansı engellemekte ve performans kaybı uyum ve
psikolojik iyi olma üzerinde olumsuz etkilerde bulunmaktadır. Üçüncüsü ise
kendini sabotaj bir derece öz-aldatma içermektedir (Zuckerman & Tsai,
2005). Kendini sabote eden
bireylerin akademik başarılarının düşük olduğu, işlevsel olmayan başa çıkma
stratejileri kullandıkları ve bu bireylerin bir dizi kişilik özellikleri
açısından diğerleri tarafından daha olumsuz algılandığı görülmektedir. Ayrıca
kendini sabotaj düzeyi yüksek bireyler, başarılı olacaklarından şüphe
duymaları durumunda, belli bir görev için ön hazırlık yapmaktan ve çaba
harcamaktan kaçınabilmektedir. Kendini sabotaj düzeyi yüksek bireyler aynı
zamanda bir görevde başarılı olacaklarından şüphe duymaları durumunda çeşitli
engeller yaşadıklarını iddia etmekte veya görevi ciddiye almamaktadır
(Rhodewalt, Morf, Hazlett, Ahmet AKIN, Ramazan ABACI, & Ümran AKIN 1166
& Fairfield, 1991; Strube, 1986). Şimdi bir kez daha
düşünüp, içimizden gelen sesin ne yapmaya çalıştığını anlamak için çabalayalım.
Görüldüğü gibi, bu ses bize istediklerini yaptırarak zarar veriyor olabilir.
Sabotajcınıza uygun bir zamanda kahve ikram ederek, onunla dost olarak, onu
ikna edebilirsiniz. Eğer onu ikna etmek için kendinizi güçsüz hissediyorsanız,
ona randevu verin. Sizin istediğiniz saatte onunla yüzleşin. Aslında o
içinizdeki siz üretiyorsunuz. Kendi ürettiğiniz sesin ipini elinize alın. Onu
iyi dinleyin, anlayın ve haklıysanız bunu ona ispat edin. Unutmayın, hayat
doğduğumuzda hepimize bir mermer bloğu verir. Bazılarımız ondan güzel bir
heykel yaparız, bazılarımız ise hoyratça peşimizden sürükleyip paramparça
ederiz.
kendiminlideriyim@hotmail.com
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
TELEVİZYON VE AKILLI TELEFONLARA TESLİMİYET
- 24/07/2015
Evinize gittiğinizde, herkes televizyonun başındadır hep. Çocuk gün boyu çizgi film izlerken, akşamleyin de annenin mutlaka izlemesi gereken dizileri vardır.
KARTAL MISIN TAVUK MU?
- 24/07/2015
Yumurtayı kümese getirdiklerinde, kümeste bulunan diğer tavuklar gördükleri bu yumurtanın çok büyük bir tavuğa ait olduğunu düşündüler. Zaman geçti, yumurtayı getirenler de unuttu, onlar da bu yumurtanın büyük bir tavuğa ait olduğunu inandılar...
KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN KEHANET
- 10/05/2015
Düşüncenin kendini yeniden üretme gücü vardır; insan zihni aralıksız olarak aynı düşünceye maruz kaldığında o düşünce zihni etkisine alır ve onunla bağlantılı diğer bütün düşünceler zihinde baş gösterir.
AFGANİSTAN
- 10/05/2015
Afganistan İslam Cumhuriyeti, Orta Asya’da yer alan denize sınırı olmayan bir ülke.
ÇOCUĞUNUZUN GELECEĞİ ELİNİZDE (5)
- 27/03/2015
ÇOCUĞUMUZU NASIL ÖVMELİYİZ
ÇOCUĞUNUZUN GELECEĞİ ELİNİZDE (3)
- 27/03/2015
Ödül ve Ceza
ÇOCUĞUNUZUN GELECEĞİ ELİNİZDE (4)
- 27/03/2015
SORUNLARLA BAŞETMEK İÇİN NE YAPABİLİRSİNİZ?
ÇOCUĞUNUZUN GELECEĞİ ELİNİZDE (2)
- 27/03/2015
BAŞARILI ANNE BABA OLMA
ÇOCUĞUNUZUN GELECEĞİ ELİNİZDE (1)
- 27/03/2015
Yuvalarda her türlü ilgiden ve sevgiden yoksun olarak yetişen çocuklarda büyüdükleri zaman genellikle şu özellikler gözlenmiştir.
Devamı