Ekrem Çulfa
Günümüzde, şiddet gören
çocukların sayısı giderek artmaktadır. Şiddet, fiziksel olabildiği gibi
psikolojik, cinsel istismar da olabilir. Çocukların bazı davranışları öğrenmesi
dışarıdan etkenlere bağlıdır ve şiddet içeren davranışlar da bunlardan biridir.
Çocuk şiddete maruz kaldığında bunu öğrenir
ve çevresindekilere belki de daha fazlasını içeren bir şiddet gösterir. Şiddet
gösteren kişiler genellikle kendilerinden güçsüz kişilere şiddet uygular;
bunlar çocuklar olabilir. Aileler, çocuklarına uyguladıkları şiddetle mevcut
sorunu çözebileceklerini düşünürler ancak gelecekte oluşabilecek sorunları göz
ardı ederler. Şiddet karşısında çocuk korkmuş ve sorun yaratan mevcut davranışı
durdurmuş olabilir ancak bu bir çözüm değildir. Gelecekte oluşacak sorunların
belki de başlangıcıdır. Anne-babaların cezaları bazen fiziksel bir
cezaya dayanabiliyor ancak fiziksel cezaya maruz kalan çocukların kaygı
düzeyleri şiddet görmeyen çocuklara göre daha yüksektir. Şiddet gören bazı
çocuklar içine kapanabildiği gibi bazıları da utanmayan veya halk dilinde arsız
diye nitelendirilen çocuklardan olabiliyorlar. Fiziksel cezaya maruz kalan çocukların depresyon
yaşamaları ve sosyal ilişkilerinin zayıf olması diğer çocuklara göre daha
yüksek ihtimaldir. Aynı anda korku, çaresizlik ve değersizlik hislerini
yaşamaktadırlar. Çocuklar sadece kendilerine gösterilen
şiddetten öğrenmezler bu davranışı aynı zamanda anne-baba arasında ki
davranışları gözlemleyerek de öğrenebilirler. Çocuk, annesini döven babasının
davranışını gözlemleyerek de saldırganlığı öğrenebilir. Şiddete maruz kalmış ya
da tanık olmuş çocuklar da sık irkilme, korku, endişe, alt ıslatma, karın
ağrısı, dil gelişiminde gerileme, sinirlilik, dürtüsel davranışlar, özgüven
azalması ve okulda başarısızlık gibi durumlar görülebilir. Çocuklar bir çok durumu ailelerinden
öğrendiği gibi ilişki kurma biçimini de aileden öğrenirler. Aile içinde ilişki
kurma biçimleri ne şekilde ise dışarda da buna benzer bir ilişki kurarlar.
Bunun yanı sıra bazı oyunlar, televizyon programları ve hatta bazı çizgi
filmlerde şiddet içermektedir. Çocuklar medya da gördükleri bu olumsuz
davranışları da taklit edebilirler. Çocukları cezalandırmanın bile bir sınırı
vardır. Çocuklarınızı cezalandırırken fiziksel ve psikolojik şiddet
uygulamadığınızdan emin olun. Sinirlendiğiniz zaman eğer mümkünse o ortamdan
bir süre uzaklaşmaya çalışın. Çocuğunuza neden sinirlendiğinizi ondan ne
beklediğinizi güzelce açıklayın. Unutmayalım ki sevginin açamadığı hiçbir kapı
yoktur..
ekremculfa@gmail.com
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
Negative or Positive Conditions Affect People’s Amount of Eating
- 15/02/2015
Healthy diet or balanced nutrition depends on emotions. According to Macht, Roth and Ellgrin(as cited in Macht, 2007), happiness and other positive emotions increase our level of eating and consumption of healthy food.
DEHB OLAN ÇOCUKLARIN ÖĞRETMENLERİNE VE VELİLERİNE ÖNERİLER
- 13/02/2015
DEHB olan çocuklara öğretmenler ve aileler nasıl yaklaşmalıdırlar?
İNTERNET BAĞIMLILIĞI
- 27/01/2015
Gün geçtikçe teknoloji hayatımıza da fazla dahil oluyor. Çocuklar istedikleri zaman telefonlara, tabletlere veya bilgisayarlara çok kolay ulaşabiliyorlar.
ÇOCUĞUNUZUN KARNESİNİ NASIL DEĞERLENDİRMELİSİNİZ?
- 23/01/2015
Karne gününü üzüntüyle karşılayan çocuklar, kırık notlarından dolayı ailelerinin vereceği tepkiyi düşünürler. Peki siz çocuğunuzun karnesini nasıl değerlendirmelisiniz?
SOSYAL FOBİ
- 16/01/2015
Sosyal fobi, kişinin sosyal durumlar karşısında duyduğu aşırı korku, heyecandır; bir tür anksiyete rahatsızlığıdır.
ÇOCUKLARDA PARMAK EMME
- 09/01/2015
Bebekler ana rahmindeyken parmak emmeyi öğrenirler. Yeni doğan bebeklerin hemen hemen hepsinde parmak emme davranışını görmek mümkündür.
TEKNOLOJİNİN ÇOCUKLAR VE ERGENLER ÜZERİNDE Kİ ETKİSİ
- 04/01/2015
Gün geçtikçe teknoloji hayatımıza da fazla dahil oluyor. Çocuklar istedikleri zaman telefonlara, tabletlere veya bilgisayarlara ulaşabiliyorlar.
ÇOCUKLARDA SALDIRGANLIK
- 02/01/2015
Saldırganlık her insanda varolan bir dürtüdür. Belli yaşlarda normal bir tepki biçimi olarak kabul edilebilirken belli yaşlardan sonra artık normal karşılanmamaktadır.
İLETİŞİM BOZUKLUKLARI-KEKELEME
- 26/12/2014
DSM-IV Tanı Kriterleri;
Devamı