Ekrem Çulfa
Öğrenciler bir yarıyılı daha geride bırakarak karnelerine kavuşmanın heyecanı içindeler. Bazı öğrenciler karnelerini sevinçle alırken, bazıları üzülerek ve stresli bir şekilde alıyorlar karnelerini. Karne gününü üzüntüyle karşılayan çocuklar, kırık notlarından dolayı ailelerinin vereceği tepkiyi düşünürler. Peki siz çocuğunuzun karnesini nasıl değerlendirmelisiniz? Genelde ebeveynler çocuklarının karnelerinde kaç tane kırık not, kaç tane geçer not var diye şöyle bir göz gezdirirler. Kırık notların arasında geçer not da olsa ebeveynler yalnızca o kırık notlara odaklanırlar. Ancak bir çocuğu sadece karnesine bakarak değerlendirmek yanlış olur. Çocuğunuzun karnesine bakarken sonuçtan çok süreci değerlendirmelisiniz. Örneğin, geçen sene herhangi bir dersini zayıf(1) getiren bir çocuk bu dönem 2 (geçer) getirdiyse ebeveynler: "Bak, çalışmadın, yine kötü not getirdin." diyerek değerlendirirler. Ancak burada önemli olan nokta çocuğunuzun ve sizin bu ilerleme için neler yaptığınızdır. Karnesini değerlendirirken dikkat edilmesi gereken diğer bir husus çocuğunuzun kapasitesi ve ilgi alanlarıdır. Sayısal, sözel, müzik, spor.. vb. gibi alanların hangisine ilgisi veya yeteneği olduğuna dikkat etmelisiniz. Okullarda beklenen çocuğun her alanda başarı sağlamasıdır ancak her öğrenci bütün alanlarda başarı gösteremeyebilir. Çok az öğrenci her alana ilgi duyar ve o alan ya da alanlarda başarılı olur. Çoğu öğrenci ise bir ya da birkaç alana ilgi duyup başarılı olur, diğer alanlarda ise öğrenmeye mecbur olduğunu bildiği için çaba gösterir ve sonunda başarı ya da başarısızlık ile karşılaşır. Bazı okurların, "Peki, kırık notlar ile dolu bir karne karşısında nasıl davranmalıyız?" dediğini duyar gibiyim. İlk önce çocuğunuzun hangi alanlarda başarısız olduğunu tespit etmeye çalışın. Bu alanlarda çocuğunuz çabalamadığı için mi başarısız oluyor yoksa çabaladığı halde yapamıyor mu buna dikkat edin. Çocuğunuz çabalamıyor ise onu motive edecek yöntemler denemeli ve ona örnek olmalısınız. Bütün boş zamanlarını televizyon ya da bilgisayarın başında geçiren anne-babaların çocuklarından boş zamanlarında kitap okumasını, ders çalışmasını beklemesi tezat bir beklentidir. Çocuğunuz çabaladığı halde başaramıyorsa bunun nedenlerini araştırmalısınız. Zamanını verimsiz mi kullanıyor, başarısızlığı öğrenme güçlüğünden mi kaynaklanıyor gibi bir sürü neden düşünülebilir. Bunun nedenini bulmakta zorlanıyorsanız bir uzmana danışmalısınız. Zayıf bir karne ile karşılaştığınız için bütün tatil çocuğunuzu cezalandırmamalısınız. Her öğrenci tatili hak eder. Zayıf not getirdin şimdi bütün tatil ders çalışacaksın düşüncesi yanlıştır. Çocuğunuzu bu şekilde cezalandırmayın. Almaya söz verdiğiniz bir şeyi almayarak onu cezalandırabilirsiniz ancak çocuğunuza bağırmak, onu cezalandırmak için ondan uzaklaştığınızı belli etmek doğru cezalar olmayacaktır. Tam aksine çocuğunuzla zaman geçirin. Onu anladığınızı anlamasını sağlayın. Tatili çocuğunuzla hem ders çalışarak hem de birlikte eğlenceli aktiviteler yaparak geçirmeniz verimli olacaktır. Çocuğunuzla birlikte ortak bir program hazırlayarak hem derslerine çalışmasını hem de tatilden zevk almasını sağlayabilirsiniz. Karne öğrencinin hesap verme itemi değildir. Özellikle anne babalarda böyle yanlış bir algı vardır. Karne bir değerlendirme ölçeğidir tebrik ya da alınacak önlemlerle ilgili. Matematik dersini zayıf getiren bir öğrenciyi başarısız adletmek tarih ya da biyoloji dersindeki başarısını yadsımaktır çünkü ne kadar zayıf da olsa karnesi her öğrencinin daha doğrusu her insanın mutlaka çok iyi yaptığı ve başarı elde ettiği işler vardır. Matematik sorusu çözemeyen bir öğrenci güzel bir kompozisyon yazabilir, kompozisyon yazmada başarısız olan bir diğer öğrenci golcü bir forvet olabilir gibi. Mühim olan çocuğun yeteneğini ortaya çıkarmak ve başarılı olduğu işleri baz alıp onu desteklemek ve bu başarısını diğer alanlara kaydırmasını sağlamaktır; motiveyle objektif bir değerlendirmeyle örnek olarak, ufak sürprizlerle ve onu her anlamda kabul ederek. Herkese çocuklarıyla birlikte güzel bir tatil geçirmesi dileğiyle.
ekremculfa@gmail.com
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
Negative or Positive Conditions Affect People’s Amount of Eating
- 15/02/2015
Healthy diet or balanced nutrition depends on emotions. According to Macht, Roth and Ellgrin(as cited in Macht, 2007), happiness and other positive emotions increase our level of eating and consumption of healthy food.
DEHB OLAN ÇOCUKLARIN ÖĞRETMENLERİNE VE VELİLERİNE ÖNERİLER
- 13/02/2015
DEHB olan çocuklara öğretmenler ve aileler nasıl yaklaşmalıdırlar?
ŞİDDET VE ÇOCUKLAR
- 29/01/2015
Çocukların bazı davranışları öğrenmesi dışarıdan etkenlere bağlıdır ve şiddet içeren davranışlar da bunlardan biridir.
İNTERNET BAĞIMLILIĞI
- 27/01/2015
Gün geçtikçe teknoloji hayatımıza da fazla dahil oluyor. Çocuklar istedikleri zaman telefonlara, tabletlere veya bilgisayarlara çok kolay ulaşabiliyorlar.
SOSYAL FOBİ
- 16/01/2015
Sosyal fobi, kişinin sosyal durumlar karşısında duyduğu aşırı korku, heyecandır; bir tür anksiyete rahatsızlığıdır.
ÇOCUKLARDA PARMAK EMME
- 09/01/2015
Bebekler ana rahmindeyken parmak emmeyi öğrenirler. Yeni doğan bebeklerin hemen hemen hepsinde parmak emme davranışını görmek mümkündür.
TEKNOLOJİNİN ÇOCUKLAR VE ERGENLER ÜZERİNDE Kİ ETKİSİ
- 04/01/2015
Gün geçtikçe teknoloji hayatımıza da fazla dahil oluyor. Çocuklar istedikleri zaman telefonlara, tabletlere veya bilgisayarlara ulaşabiliyorlar.
ÇOCUKLARDA SALDIRGANLIK
- 02/01/2015
Saldırganlık her insanda varolan bir dürtüdür. Belli yaşlarda normal bir tepki biçimi olarak kabul edilebilirken belli yaşlardan sonra artık normal karşılanmamaktadır.
İLETİŞİM BOZUKLUKLARI-KEKELEME
- 26/12/2014
DSM-IV Tanı Kriterleri;
Devamı