Ekrem Çulfa
DSM-IV
Tanı Kriterleri; A. A.Aşağıdakilerden birinin ya da
birden fazlasının sık ortaya çıkması ile belirli, konuşmanın olağan
akıcılığında ve zamanlama örüntüsünde bozukluk olması (kişinin yaşı için uygun
değildir): (1) Ses
ve hece yinelemeleri (2) Sesleri
uzatma (3) Ünlemlemeler (4) Sözcüklerin
parçalanması (örn, bir sözcük içinde ara vermeler) (5) Duyulabilir
ya da sessiz bloklar ( konuşma sırasında doldurulan ya da doldurulamayan ara
vermeler) (6) Dolambaçlı
yoldan konuşma söylenmesi sorunlu sözcüklerden kaçınmak için bu sözcüklerin
yerine başka sözcükleri kullanma (7) Sözcükleri
aşırı gerginlikle söyleme (8) Tek
heceli sözcük yinelemeleri örn, Be-Be-Be-Ben onu gördüm B. B.Konuşma akıcılığı bozukluğu okul
başarısını, mesleki başarıyı ya da toplumsal iletişimi bozar. C. C.Konuşmayla ilgili- motor ya da duyusal
bir bozukluk ya da çevre yoksunluğu varsa bile, konuşma zorlukları genellikle
bunlara eşlik edenlerden çok daha fazladır. Kekemelik
genellikle çocuklukta başlamaktadır ve derecesi duruma ve özel kelimelere göre
değişkenlik göstermektedir. Bazı kekemeliklerde, akıcılıkta ki rahatsızlık
akademi ya da mesleki başarıyı ya da sosyal ilişkiyi engelleyecek kadar
şiddetlidir. Kekelemenin
kesin nedeni bilinmemektedir, ancak çeşitli varsayımlar bulunmaktadır. Geçmişte
kekelemenin çatışmalar, korkular ve nevrozlara cevap olarak oluştuğu
varsayılmıştı. Kekeleme, belirli stresli durumlarda derecesi artış
göstermektedir. Kekeleme, olasılıkla genetik ve çevresel etkenleri içeren
etkileşen değişkenler topluluğundan dolayı ortaya çıkmaktadır. Kekeleme
tanısı koymak zor değildir, tanı kriterleri kolaylıkla tanınabilir. Kekemelik,
genellikle dil gelişiminin erken dönemlerinde ortaya çıkar (2-6 yaş).
Kekemeliğin ortaya çıkma yaşı bazı durumlarda, okul çağına, nadiren
yetişkinliğe rastlamaktadır. Okul öncesi
yıllarda görülen normal konuşma akıcılık bozukluğunu, kekeleme başlangıcından
ayırd etmek güçtür. Kekeleme de daha fazla kısmı kelime tekrarları, ses
uzatmaları ve vokal yolda ses akımında bozulmalar bulunmaktadır. Kekemeliğin
hafif olduğu durumlarda kendiliğinden de geçebildiği gibi kalıcı da olabilir.
Kekemeliğin derecesi ne olursa olsun bir uzmana danışmakta yarar vardır.
ekremculfa@gmail.com
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
Negative or Positive Conditions Affect People’s Amount of Eating
- 15/02/2015
Healthy diet or balanced nutrition depends on emotions. According to Macht, Roth and Ellgrin(as cited in Macht, 2007), happiness and other positive emotions increase our level of eating and consumption of healthy food.
DEHB OLAN ÇOCUKLARIN ÖĞRETMENLERİNE VE VELİLERİNE ÖNERİLER
- 13/02/2015
DEHB olan çocuklara öğretmenler ve aileler nasıl yaklaşmalıdırlar?
ŞİDDET VE ÇOCUKLAR
- 29/01/2015
Çocukların bazı davranışları öğrenmesi dışarıdan etkenlere bağlıdır ve şiddet içeren davranışlar da bunlardan biridir.
İNTERNET BAĞIMLILIĞI
- 27/01/2015
Gün geçtikçe teknoloji hayatımıza da fazla dahil oluyor. Çocuklar istedikleri zaman telefonlara, tabletlere veya bilgisayarlara çok kolay ulaşabiliyorlar.
ÇOCUĞUNUZUN KARNESİNİ NASIL DEĞERLENDİRMELİSİNİZ?
- 23/01/2015
Karne gününü üzüntüyle karşılayan çocuklar, kırık notlarından dolayı ailelerinin vereceği tepkiyi düşünürler. Peki siz çocuğunuzun karnesini nasıl değerlendirmelisiniz?
SOSYAL FOBİ
- 16/01/2015
Sosyal fobi, kişinin sosyal durumlar karşısında duyduğu aşırı korku, heyecandır; bir tür anksiyete rahatsızlığıdır.
ÇOCUKLARDA PARMAK EMME
- 09/01/2015
Bebekler ana rahmindeyken parmak emmeyi öğrenirler. Yeni doğan bebeklerin hemen hemen hepsinde parmak emme davranışını görmek mümkündür.
TEKNOLOJİNİN ÇOCUKLAR VE ERGENLER ÜZERİNDE Kİ ETKİSİ
- 04/01/2015
Gün geçtikçe teknoloji hayatımıza da fazla dahil oluyor. Çocuklar istedikleri zaman telefonlara, tabletlere veya bilgisayarlara ulaşabiliyorlar.
ÇOCUKLARDA SALDIRGANLIK
- 02/01/2015
Saldırganlık her insanda varolan bir dürtüdür. Belli yaşlarda normal bir tepki biçimi olarak kabul edilebilirken belli yaşlardan sonra artık normal karşılanmamaktadır.
Devamı