Ekrem Çulfa
1-
Aşırı fedakârlık Fedakârlık
sağlıklı bir şey ama aşırı olan her şey gibi fedakarlığında aşırısı kişiyi değersiz
hissettirmekte ve başkalarının gözünde değersiz görünmeye neden olmaktadır. Bir
yetişkinin ilişkisindeki ana dinamik ilişkinin karşılıklılık ilkesidir. Yetişkin-yetişkin
ilişkisinde, ilişkinin mümkün olduğunca eşit yürümesi gerekmektedir. Bir kişi ilişkide
sürekli verici olan taraf ise burada verici olmayan tarafı sorgulamak yerine “Ben
neden sürekli vermek zorunda hissediyorum”, “Ben neden bu rolü seçtim” buna
odaklanması gerekmektedir. Bu vericilik ve fedakârlık azaltıldığında karşılaşılacak
iki tablo bulunmaktadır. Bunlar karşı taraftan da bir şeyler almaya başlamak ya
da fedakâr olan kişiden artık beslenemeyen kişinin suçlayıcı tavırlarla birlikte
iletişimi kesmesidir. Bu durum sağlıklı bir olaydır. Aşırı
fedakârlık yapıldığında zihin otomatik olarak “Sen fedakârlık yaptığın için
seviliyorsun ve değer görüyorsun” olarak düşünmektedir. 2-
Sürekli alttan almak/idare etmek Sürekli
idare etmek bir süre sonra idare edilen insanlara karşı öfke yaratmaktadır. O
insanlara karşı aşırı dolum nedeniyle, onların öksürmesi veya en küçük bir sözü
bile kaldırılamaz hale gelmektedir. Bu durum bir süre sonra aralıklı öfke
patlamaları veya aralıklı rest çekişmelere neden olmaktadır. Bunun önemli nedenlerinden
biri zamanında çok fazla “evet” derken şu an her şeye “hayır” der hale gelmiş
olmaktır. Sürekli alttan alan ve idare eden taraf olmak, zamanla kişinin hem
kendi gözünde hem de başkalarının gözünde kendisini daha çok değersizleştirmesine
neden olmaktadır. 3-
Karşındaki her şeyi yapmasına ve yapmaya
devam etmesine rağmen şans vermek Karşıdaki
kişi yalan söylesin, yanlışlar yapsın, aldatsın veya en kötü şeyi yapsın, ona
şans vermek en büyük değersizlik nedenlerinden biridir. Kişi
bu hareketle onu affetmiş olmamakta kendinden taviz vermiş olmaktadır. Bu durum
karşıdaki kişiye “Ben ne yaparsam yapayım o beni affeder” mesajı vermektedir.
Kötülük yapan insanlarla yüzleşmek gerekmektedir. İnsanlar birbirine saygı
duymak zorundadır. 4-
Kişinin onu eleştiren ve aşağılayan
insanlara verdiği izinler, bunlara sessize kalması ve bunları üstlenmesi Bazı
insanlar vardır bu insanlar kendileri hariç her şeyi eleştirmektedirler. Burada
önemli nokta bu insanların gevşeme ve kendini değerli hissetme alanı olmamaktır.
Bireyin, bu kişiler hayatında tutması kendisini değersizleştirmeye izin vermiş
olması demektir. Bu kişilerin belki de birazcık ilgisinden veya iletişiminden
dolayı bireyin onları hayatında tutması ve her şeyine katlanması çok zarar görmesine
neden olmaktadır. 5-
Bireyin yaşanan her olumsuz olayda kendisini
suçlaması Bu
kişiler başına ne gelirse gelsin mutlaka kendinde bir kusur bulmaktadır. Bunun
sebeplerinden biri de çok mükemmeliyetçi veya suçlayıcı bir ebeveyn ile
büyümekte olabilmektedir. Eğer zihinde sürekli bir kendini suçlama varsa, bu
değersizlikten kurtulmak zor olmaktadır. Hiç kimse o noktaya tek başına gelmez
veya tek başına bir ilişkiyi o noktaya getiremez. Kendini suçlamak ve kendini
affedememek, insanı değersizlik çukuruna sürüklemektedir. 6-
Hayır diyememek İnsanlara
hayır denmediğinde bu kişiyi daha kıymetli yapmamakla veya daha çok sevilmesine
neden olmamakla birlikte daha çok kullanılmasına neden olmaktadır. Bunlar tabii
ki hayatta yapılabilecek şeyler fakat hak etmeyen insana yapılmaması
gerekmektedir. Kişinin hayır diyemediği insanlar bunu sömürüyorsa, yaptığı
fedakarlıklar bir süre sonra göreve dönüşüyorsa ve kişi yaptıklarından dolayı hiçbir
değer görmüyorsa, bu ya yanlış bir şey yapılıyor ya da yanlış kişiye yapılıyor
demektir. Bu şekilde kişi değersizliği kendisi yaratmaktadır. Bir kişiye
yaranarak veya bir kişinin sürekli ihtiyacını gidererek değerli biri olunmamakta,
sadece işe yarayan biri olunmaktadır. Bir insanın bunları yapmasının nedenleri,
kişinin kendini mutlu etmeyi bilmiyor olmamasıdır. Bu sebeple de bu kişiler
başkalarını mutlu edip onların kendisine yansımasıyla yetinmeye çalışmaktadır. Bu
yöntem çok yorucu bir yöntemdir. “Ben onu mutlu edeyim, o mutlu olsun
sonrasında bana ne aktarırsa” düşüncesi olmaktadır. 7-
Takdir beklemek Kişi
yaptığı her şeyden onay ve takdir beklerse, takdir görmek için sürekli
karşıdaki kişiye yaranmaya çalışırsa veya sürekli onların istediği gibi
davranmaya çalışırsa alamadığında dibe batmaktadır. Aldığında iyi hissetmekte
ve iyi hissetmek için sürekli yapmaktadır. Bu daha kötü bir durumdur. Bu sefer
kişi iyi hissetmek için, devamlı birilerinin istediği gibi olmakta, birilerinin
istediklerini yapmakta ve kendini onlara göre yaşamak zorunda hissetmeye
başlamaktadır. En büyük takdir insanın kendisine verdiği takdirdir. 8-
Değersiz davrananın değerli olduğunu
düşünmek Kişi
kendisine yüz vermeyeni veya kendisine soğuk davrananı daha üstün zannetmektedir.
Kişi kendisini değersiz hissediyorsa, karşıdaki kişi ona yüz vermediğinde
otomatik olarak “Benim gibi birine yüz vermediğine göre benden daha değerli, eğer
bana yüz veriyor ve değer veriyorsa, benim gibi değersiz birine de ancak değerli
biri değer verir” düşünüp kendisine değer verenleri veya kendisi ile birlikte olanları
aşağılar, ulaşamadığı veya kendisini aşağılayan kişilere de sürekli yaranmaya
ve ulaşmaya çalışmaktadır. Kişi, ailesi, kök ailesi, eşi, çocukları ve samimi
arkadaşları gibi kendi uzantısı olanları da aşağılamakta ve
değersizleştirmektedir. Bu kişilerde “Ben değersizsem, benimle birlikte olan
herkes değersiz” düşüncesi olmaktadır. 9-
Değersizliği herhangi bir şey ile
gidermeye çalışmak. Bireyin
kendisini en değersiz hissettiği eylem, sürekli bir hedefe ulaşmaya çalışıp onun
kendisini çok değerli hissettireceğine saplantılı bir şekilde ona odaklanmasıdır.
“Şunu başarırsam dünyanın en mutlu insanı olacağım” gibi düşünceleri
olmaktadır. Bunlar kişiyi değerli hissettirmemektedir. Değersizlik duygusunu
her insan hissedebilmektedir. Bunun cinsiyet, yaş ve sosyoekonomik durum gibi
etkenleri bulunmamaktadır. Kişi, bir şeye ulaşarak içindeki değersizliği
gideremez. 10- Kendi değerinin farkına varamamak. Değersizliğin
çözümü, öncelikle kendini bir insan olarak değerli görmekle ilgili olmaktadır. Kişi,
kendini mutlu etmeye çalıştıkça ve insan olduğu için değerli olduğunu düşündükçe
bunlardan biraz daha vazgeçmeye başlamaktadır. Herkes değerli bir insan olarak
bu dünyaya gelmektedir. Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA
busra.kara@icloud.com
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
BOŞANMA SÜRECİ
- 14/05/2024
Boşanma, evlilik birliğinin resmi olarak sonlandırıldığı bir hukuki süreçtir. Boşanma süreci genellikle üç aşamadan oluşur: Boşanma öncesi, boşanma sırası ve boşanma sonrası.
DEPRESİF GENÇLER VE DEPRESİF EBEVEYNLER
- 01/02/2024
Depresif gençler ve depresif ebeveynler, günümüzde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Depresyon, hem gençlerin hem de ebeveynlerin yaşam kalitesini, sağlığını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilen ciddi bir ruh sağlığı bozukluğudur.
ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN YEME BOZUKLUKLARI
- 01/06/2023
Beslenme kriteri bireyin yaşamını devam ettirebilmesi, sağlıklı olmak ve büyümenin devamı için çok önemlidir.
“BANYO YAPMAK İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜ”
- 24/04/2023
Bazen anne babalar bebekken sudan çıkmak istemeyen çocuklarının büyüdükçe yıkanmak istemediklerinden ya da el ve ayaklarını yıkamaya tepki gösterdiklerinden yakınırlar.
“ÇOCUĞUMUZDAN BOŞANIYORUZ”
- 23/03/2023
Anne babası çatışma halinde olan çocukların, anne babalarından anlayış ve sabır gibi beklentileri olur.
AKRAN ZORBALIĞI
- 01/02/2023
Akran zorbalığı, çocukların kendi yaş gruplarında olan bir ya da birkaç kişiye; sosyal, fiziksel, sözlü ve cinsel olarak zarar vermeleridir.
TERKEDİLME KORKUSU
- 12/01/2023
Yeni bir ilişkiye başlama ihtimali olduğunda nasıl olsa bu da beni terk edecek diye düşünüp hiç başlamamayı tercih ediyor musunuz ya da tam tersi çok fazla ısrarcı oluyor musunuz?
ÇOCUK İLE YETİŞKİN
- 21/12/2022
Çocuk ile yetişkinin arasındaki sorunların pek çoğu, çocukların olgunlaşmaları için onların zamana ihtiyaçları olduğunu dikkate almamaktan kaynaklanır.
OKULA GİTMEK İSTEMEYEN ÇOCUKLARI OKULA HAZIRLAMA
- 09/09/2022
Çocuklara okulu evde sevdirmeye başlamak gerekmektedir. Okuldan bahsetmeyi doğru zamanda, doğru koşullarda, çocuğunuz sıkıldığında veya evin yetersiz olduğu zamanlarda yapın ki çocuğunuz okula heveslenebilsin.
Devamı