Ekrem Çulfa
İnsanlar başa
çıkamadıkları ve mücadele edemedikleri büyük olaylar karşısında kendilerini
çaresiz hissettiklerinden, başlarına gelen olumsuzlukların sebeplerini
sorgulamaya başlarlar. Bu sorgulama sürecinde kendi kendilerini ikna etmek için
verdikleri cevaplar Tanrı’nın gazabından, komplo teorilerine kadar geniş bir
skala oluşturur. Ölümcül salgınlar bu duruma verilebilecek en önemli
örneklerdir. Belli bir bölgede
yayılarak birçok kimsenin aynı anda hastalanmasına sebep olan hastalık, salgın
hastalık veya epidemik olarak tanımlanmaktadır. Günümüzde ise hastalıkların
bulaşma ve yayılma hızı, ülkeler arası giriş-çıkışın sık olması sebebiyle daha
da artmaktadır. Salgın hastalıklar her daim insanların ekonomik, siyasal ve
sosyal hayatında etkisini hissettirmektedir. Covid-19 salgınında
görülmüştür ki; salgın hastalıkların ortaya çıkmasında en büyük faktör hijyen
eksikliğiyken, yayılmasındaki ana sebep ise, insanların alınan tedbirlere karşı
umursamaz tutumlarıdır. Bu süreçte en çok
hırpalanan gençler oldu. Okullarına gidemediler, gelecek endişeleri ve
kaygıları arttı. Haklı olarak, kendilerinin, aile bireylerinin ve akrabalarının
hayatlarından endişe duydular. Bu dünya ne savaşlar ne salgınlar ne kıtlıklar
gördü bugünlerde geçecek. Kesinlikle karamsar olmamak gerek. Motivasyon bu
süreçteki en önemli güç kaynağıdır. Karantina günleri bizleri
teknolojiyle donatılmış ama çaresiz hissettiren günlere götürdü. Özgürlük hariç
her şeyimizin olduğu bir dünyaya. Bizleri günlük yaşamda ve iş yaşamımızda her
gün yaptığımız birçok alışkanlığımızı gerçekleştirme biçimini değiştirmek
zorunda bıraktı. Bu süreçte salgınla
mücadele için yapılabilecek en doğru şey öncelikle, içinde bulunulan durumun
geçici olduğuna inanmaktır. Daha önce vakit bulunamadığı için yapılamayan evi
içi aktiviteler veya planlanıp henüz yapılamamış işler bu süreçte hayata
geçirilebilir. Ebeveynler çocuklarda oyunlar oynamalı, birlikte kitap
okuyabilmeli ya da film izleyebilmeli. Bunlar çocuklarda sohbet yeteneğinin
gelişmesin yardımcı olabilecek aktivitelerdir. Uzakta olan aile bireyleri veya
arkadaşlarla iletişim devam ettirilmelidir. İnsanlarla iletişim kurmak ve etkileşimde
bulunmak endişeyi azaltmaya çok fazla yardım olur. Bu sürece bağlı olarak gelişebilecek
stresin kontrol altına alınmasına yardımcı olmak adına nefes egzersizleri
yapılmalı. Sonuç olarak bu süreçte doğru düşünmeli, sağlıklı yaşamalı ve hoş
görüşlü olunmalıdır. Karantina süreci bireysel
ilişkilerimizde farklı boyutlarda etkisini gösteriyor. Gündelik yaşantımıza daha
önce bilmediğimiz bir yaşam biçimi getirdi. Bunlar kişiler arasında sosyal
mesafeli veya uzaktan iletişim, temizlik, açık veya kapalı alanlara maske ile
çıkma zorunluluğudur. Fiziki mesafeye dikkat etme zorunluluğu, el sıkışma,
kucaklaşma gibi muhabbet gösterilerinin kısıtlanması, sokağa çıkmadaki
sınırlandırmalar bu ilişki biçiminin oluşumlarıdır. Karamsarlığa kapılmamalı,
karantina günlerini fırsata çevirmeli ve sorunların üstesinden gelmeye çalışılmalı.
Herkes kendi kişisel fırsatının ne olduğunu kendisi belirleyebilir. Ben bu
günlerimi okuyarak, daha önce fırsat bulamadığım not aldığım filmleri izleyerek,
nefes egzersizleri yaparak geçirdim ve hala geçiriyorum. Yapacağımız
aktiviteler veya işler ruh ve beden sağlığımızı korumaya yönelik olmalıdır. Bugünler bize bireysel
olarak başarının çok fazla bir şey ifade etmediğini gösterdi. Eğer bugünleri
hep birlikte var olabiliyorsak gerçek başarının bu olduğunu öğretmesi açısından
değerlendirirsek, insanlık için yepyeni bir adım olarak görürsek, yaşadığımız
bu sıkıntılı dönemden ders almış ve tüm insanlığın yaşamında yeni bir sayfa açmış
oluruz. Herkese sağlıklı, mutlu,
huzurlu ve salgınlardan uzak uzun bir ömür diliyorum. Uzman
Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA busra.kara@icloud.com
busra.kara@icloud.com
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
BOŞANMA SÜRECİ
- 14/05/2024
Boşanma, evlilik birliğinin resmi olarak sonlandırıldığı bir hukuki süreçtir. Boşanma süreci genellikle üç aşamadan oluşur: Boşanma öncesi, boşanma sırası ve boşanma sonrası.
DEPRESİF GENÇLER VE DEPRESİF EBEVEYNLER
- 01/02/2024
Depresif gençler ve depresif ebeveynler, günümüzde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Depresyon, hem gençlerin hem de ebeveynlerin yaşam kalitesini, sağlığını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilen ciddi bir ruh sağlığı bozukluğudur.
ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN YEME BOZUKLUKLARI
- 01/06/2023
Beslenme kriteri bireyin yaşamını devam ettirebilmesi, sağlıklı olmak ve büyümenin devamı için çok önemlidir.
“BANYO YAPMAK İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜ”
- 24/04/2023
Bazen anne babalar bebekken sudan çıkmak istemeyen çocuklarının büyüdükçe yıkanmak istemediklerinden ya da el ve ayaklarını yıkamaya tepki gösterdiklerinden yakınırlar.
“ÇOCUĞUMUZDAN BOŞANIYORUZ”
- 23/03/2023
Anne babası çatışma halinde olan çocukların, anne babalarından anlayış ve sabır gibi beklentileri olur.
AKRAN ZORBALIĞI
- 01/02/2023
Akran zorbalığı, çocukların kendi yaş gruplarında olan bir ya da birkaç kişiye; sosyal, fiziksel, sözlü ve cinsel olarak zarar vermeleridir.
TERKEDİLME KORKUSU
- 12/01/2023
Yeni bir ilişkiye başlama ihtimali olduğunda nasıl olsa bu da beni terk edecek diye düşünüp hiç başlamamayı tercih ediyor musunuz ya da tam tersi çok fazla ısrarcı oluyor musunuz?
ÇOCUK İLE YETİŞKİN
- 21/12/2022
Çocuk ile yetişkinin arasındaki sorunların pek çoğu, çocukların olgunlaşmaları için onların zamana ihtiyaçları olduğunu dikkate almamaktan kaynaklanır.
OKULA GİTMEK İSTEMEYEN ÇOCUKLARI OKULA HAZIRLAMA
- 09/09/2022
Çocuklara okulu evde sevdirmeye başlamak gerekmektedir. Okuldan bahsetmeyi doğru zamanda, doğru koşullarda, çocuğunuz sıkıldığında veya evin yetersiz olduğu zamanlarda yapın ki çocuğunuz okula heveslenebilsin.
Devamı