Ekrem Çulfa
HİSTRİYONİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU Dikkat çekmeye yönelik
aşırı davranışlar ve duygusallık histriyonik kişilik bozukluğu olan kişilerin
temel karakteristik özellikleridir. Bu kişiler ilgi merkezi olmadıkları zaman
takdir edilmedikleri hissine kapılan insanlar olarak tanımlanmakta, canlı,
dramatik ve aşırı dışa dönük tarzları genellikle başkalarını onlara ilgi
gösterecek şekilde etkilemeye yöneliktir. Öte yandan, bu nitelikler kalıcı ve doyurucu
ilişkiler doğurmamaktadır. Bunun sebebi, diğer insanların sürekli yüksek
düzeyde ilgi göstermekten yorulacak olmasıdır. Uyarım ve dikkat peşindeki
histriyoniklerin görünüş ve davranışları genellikle oldukça abartılı ve
duygusal, aynı zamanda cinsel açıdan da kışkırtıcı ve baştan çıkarıcıdır. Partnerlerini
baştan çıkarıcı davranışlar ve duygusal manipülasyon ile kontrol etmeye
çalışmakta, ancak bununla birlikte bağımlılık düzeyleri de oldukça yüksek
olmaktadır. Konuşmaları genellikle muğlak ve izlenimcidir; çoğunlukla onları
aşırı tepkisel, yüzeysel ve içtensizlik olarak gören başkalarının onayına aşırı
gereksinim duyan, ben-merkezli, kibirli kişiler olarak algılanmaktadırlar. Bu bozukluğun genel
nüfustaki yaygınlığı %2 ila 3 olarak tahmin edilmekte ve bazı çalışmalara göre,
kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. Cinsiyete bağlı olası
farklılığın nedenleri tartışmalı bir konudur. Bu tartışmaları ele alan bir tarama
çalışmasına göre, tanı ölçütlerine dahil edilen ayırıcı özelliklere kadınlarda
daha sık rastlandığı düşünülürse, söz konusu cinsiyet farklılığı normal
olmaktadır. Örneğin, histriyonik kişilik bozukluğu ölçütlerinin birçoğu,
kadınlarla ilişkili ayırıcı özelliklerin aşırı dramatikleştirme, kibir, baştan çıkarıcılık
ve dış görünüşü aşırı önemseme gibi uyumsuz varyasyonlarını içermektedir. Buna karşılık,
histriyonik kişilik bozukluğunda göze çarpan diğer kişilik özellikleri aslında
kadınlara oranla erkekler arasında daha yaygın olmaktadır. (Örneğin, aşırı
heyecan arayışı ve düşük benlik bilinci) NARSİSTİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU Abartılı bir benlik önemi
duygusu, takdir edilme endişesi ve başkalarının duyguları ile empati kuramama
narsistik kişilik bozukluğunun tipik özellikleri arasında yer almaktadır. Muhteşemlik,
narsistik hastalara tanı koymada kullanılan en önemli ve en yaygın tanı ölçütü
olmaktadır. “Muhteşemlik” başkalarının yetenek ve başarılarını küçümserken,
kendi yetenek ve başarılarına aşırı değer verme şeklinde kendini
göstermektedir. İddialı tutumları çoğunlukla başkalarını hayrete düşürürken,
onlar kendi aşırı beklentilerini hak ettikleri düşüncesinde olmaktadırlar. Muhtaç
oldukları övgü ve takdiri elde etmek için stereotip davranışlar sergilemektedirler.
(Örneğin, sürekli kendilerinden söz etmekte ve övünmektedirler) Son olarak, iddialı
tutumları nedeniyle başkalarının görünürdeki küçük kusurlarını affetmek
istememekte ve kolaylıkla alınmaktadırlar. Narsistik kişilik bozukluğu
olan kişilerde tüm o muhteşemlik duygusunun altında çok kırılgan ve tutarsız
bir benlik değeri duygusu yatmaktadır. Başkalarının düşünceleri konusunda
endişelenmelerinin ve zihinlerinin sıra dışı başarı fantezileri ile meşgul
olmasının nedeni de bu olabilmektedir. Takdir edilmeye büyük bir gereksinim
duymaları, kırılgan benlik değeri duygularını düzenlemeye ve korumaya yardım
ediyor olabilmekte ve belki de genellikle diğer kişilik bozukluklarında söz
konusu olandan daha az rahatsızlık sergilemelerinin nedeni de bu
olabilmektedir. Narsistik kişiliğin diğer
bir ayırıcı özelliği de başkalarının bakış açısını benimsemek istememeleri ya
da benimseyememeleri, yani olup biteni kendi gözleriyle gördüklerinden başka
şekilde görememeleridir. Ayrıca, istedikleri onaylama ya da yardımı
almadıklarında aşırı eleştirel ve misillemeci davranma eğilimi sergilemektedirler.
Narsistik kişilik bozukluğu
olan kişilerin karakteristik özellikleri düşük geçinilebilirlik/yüksek antagonizm
(düşük alçakgönüllülük, yüksek kibir, kendini beğenmişlik ve üstünlük
duyguları), düşük diğerkamlık (kayırılma beklentisi ve başkalarını istismar
etme) ve katı zihniyet (empati eksikliği) olmaktadır. Histriyonik ve narsistik
kişilik bozukluklarındaki benzerlikler göz önüne alındığında, temel farklılıklar
şu şekilde özetlenebilmektedir: Histriyonik, narsistik kişiliğe oranla, daha
duygusal ve dramatik olma eğiliminde olmakta, her ikisinde de kışkırtıcı
davranışlar görülebilse de narsist soğukkanlı bir şekilde istismar, histriyonik
ise daha açık bir şekilde muhtaç olma eğilimini sergilemektedir. Her ikisi de
teşhirci davranmakta, ancak histriyonik bunu dikkat çekmek, narsist ise
hayranlık uyandırmak için yapmaktadır. Narsistik kişilik
bozukluğu, kadınlara oranla erkekler arasında daha yaygındır. Diğer bazı
kişilik bozuklukları ile karşılaştırıldığında, görece daha ender görülen bir
bozukluktur ve nüfus içindeki yaygınlığı %1 olarak tahmin edilmektedir. ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU Antisosyal kişilik
bozukluğu olan kişiler aldatıcı, saldırgan ya da antisosyal davranışlar
yoluyla, genellikle vicdan azabı ya da herhangi birisine herhangi bir bağlılık
söz konusu olmadan, başkalarının haklarını sürekli olarak ihlal ya da göz ardı
etmektedirler. Asabi ve saldırgan olma eğilimindedirler ve genellikle
sorumsuzca davranma örüntüsü sergilemektedirler. Bu davranış örüntüsü 15 yaşından
beri görülüyor ve 15 yaşından önce kişi davranış bozukluğu belirtileri
sergiliyor olmalıdır. Bu, çocuk ve genç ergenlerde insan ve hayvanlara karşı
sürekli saldırganlık örüntüsü, mülkiyete zarar verme, aldatma ya da hırsızlık
ve evde ya da okulda kuralları ciddi şekilde ihlal etme şeklinde kendini
gösteren bir bozukluktur. BORDERLİNE KİŞİLİK
BOZUKLUĞU Borderline kişilik
bozukluğu olan bireyler kişiler arası ilişkilerde, benlik imgesinde ve duygu
durumlarında tepkisel ve dengesiz bir davranış örüntüsü sergilemektedirler. Örneğin, borderline
kişilik özellikleri olan insanların duygulanım dengesizliği düzeyleri yüksektir
ve bu durum kendisini çevresel tetikleyicilere olağandışı yoğunlukta duygusal
tepkiler şeklinde göstermekte ve temel duygusal duruma dönüş geç
gerçekleşmektedir. Duygulanımsal dengesizliğin diğer bir özelliği de bir
duygudan diğerine şiddetli ve hızlı geçişler olmaktadır. Ayrıca, borderline
kişilik bozukluğu olanlarda bazen ‘zayıflamış ve/veya parçalanmış’ olarak da
tanımlanan yüksek düzeyde dengesiz benlik imgesi ya da benlik duygusu
görülmektedir. Duygulanımsal dengesizlikleri ile birleşen tutarsız benlik
imgeleri göz önüne alındığında, bu bireylerin kişiler arası ilişkilerindeki
yüksek düzeydeki tutarsızlık şaşırtıcı olmamaktadır. Bu ilişkiler yoğun, ancak
fırtınalı olma eğilimindedir ve arkadaş ya da sevgililerin önce aşırı
idealleştirilmesi, daha sonra derin düş kırıklıkları ve öfke yaşanması söz
konusu olmaktadır. Bununla birlikte gerçek ya da hayali bir terk edilme
durumunu engellemek için çaresizce çabalamaktadır. Bunun sebebi çok yoğun bir
terk edilme korkusu yaşıyor olmalarıdır. Borderline kişilik
bozukluğunun diğer bir önemli özelliği de uzun vadeli sonuçlarını düşünmeden ya
da umursamadan çevresel tetikleyicilere hızlı tepki verme özelliğini içeren
tepkiselliktir. Aşırı duygulanımsal dengesizlik ile birleşen yüksek düzeyde
tepkisellik genellikle kendini kumara verme ya da kuralları umursamadan araba
kullanma gibi istikrarsız ve kendine zarar vermeye yönelik davranışlara yol açmaktadır.
Genellikle aşikâr bir şekilde manipülasyona yönelik intihar girişimleri
sıklıkla görülen klinik durumlar arasındadır. Bununla birlikte, bu girişimler
her zaman manipülasyona yönelik olmamakta; ileriye dönük çalışmalar, bu
girişimlerden %8 ila %10’unun intihar ile sonuçlandığını göstermektedir. Kendini
yaralama (örneğin, yinelenen bıçak kesintileri) borderline kişilik bozukluğunun
diğer bir karakteristik özelliğidir. Bazı vakalarda kendini yaralama
davranışları, kaygı ya da tükenmişlik duygularından kurtulma çabası ile
bağlantılı olmakta ve aynı zamanda rahatsızlık duygusunu diğer insanlara
anlatma işlevi görmektedir. Duygulanımsal belirtilere
ek olarak, borderline kişilik bozukluğu olanların %75 gibi büyük bir çoğunluğunda
gerçeklikten kopma ve sanrılar yaşama ya da halüsinasyon, paranoid düşünceler
gibi diğer psikotik benzeri belirtiler ya da şiddetli dissosiyatif belirtilerin
ortaya çıktığı görece kısa süreli ve geçici bilişsel belirtiler görülmektedir. KAYNAKÇA Blagov, P. S., Fowler, K. A., &
Lilienfeld, S. O. (2007). Histrionic personality disorder. In W. O’Donohue, K.
A. Fowler, & S. O. Lilienfeld (Eds.), Personality disorders: Towards the
DSM-V (pp. 203–232). Thousand Oaks, CA: Sage Publications. Exline, J. J., Baumeister, R., Bushman,
B., Campbell, W. K. ve Finkel, E. (2004a). Too Proud to Let Go: Narcissistic
Entitlement as a Barrier to Forgiveness. Journal of Personality and Social
Psychology, 87, 894-912. Freeman, Arthur; Freeman, Sharon Morgillo; and Rosenfield,
Bradley M., "Histrionic personality disorder" (2005). PCOM Scholarly Papers. 839. Livesley, W. J. (2008). Toward a geneticallyinformed
model of borderline personality disorder. Journal of Personality Disorders, 22,
42–71. Lynam, D. R. y Widiger, T. A. (2007).
Using a general model of personality to understand sex differences in the
personality disorders. Journal of Personality Disorders, 21(6), 583-602. Miller, J. D., Campbell, W. K., & Pilkonis, P. A. (2007).
Narcissistic personality disorder: Relations with distress and functional
impairment. Comprehensive Psychiatry, 48(2), 170–177. Paris J. (2007). The nature of borderline personality
disorder: multiple dimensions, multiple symptoms, but one category. Journal of personality disorders, 21(5), 457–473. Uzman
Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA busra.kara@icloud.com
busra.kara@icloud.com
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
BOŞANMA SÜRECİ
- 14/05/2024
Boşanma, evlilik birliğinin resmi olarak sonlandırıldığı bir hukuki süreçtir. Boşanma süreci genellikle üç aşamadan oluşur: Boşanma öncesi, boşanma sırası ve boşanma sonrası.
DEPRESİF GENÇLER VE DEPRESİF EBEVEYNLER
- 01/02/2024
Depresif gençler ve depresif ebeveynler, günümüzde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Depresyon, hem gençlerin hem de ebeveynlerin yaşam kalitesini, sağlığını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilen ciddi bir ruh sağlığı bozukluğudur.
ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN YEME BOZUKLUKLARI
- 01/06/2023
Beslenme kriteri bireyin yaşamını devam ettirebilmesi, sağlıklı olmak ve büyümenin devamı için çok önemlidir.
“BANYO YAPMAK İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜ”
- 24/04/2023
Bazen anne babalar bebekken sudan çıkmak istemeyen çocuklarının büyüdükçe yıkanmak istemediklerinden ya da el ve ayaklarını yıkamaya tepki gösterdiklerinden yakınırlar.
“ÇOCUĞUMUZDAN BOŞANIYORUZ”
- 23/03/2023
Anne babası çatışma halinde olan çocukların, anne babalarından anlayış ve sabır gibi beklentileri olur.
AKRAN ZORBALIĞI
- 01/02/2023
Akran zorbalığı, çocukların kendi yaş gruplarında olan bir ya da birkaç kişiye; sosyal, fiziksel, sözlü ve cinsel olarak zarar vermeleridir.
TERKEDİLME KORKUSU
- 12/01/2023
Yeni bir ilişkiye başlama ihtimali olduğunda nasıl olsa bu da beni terk edecek diye düşünüp hiç başlamamayı tercih ediyor musunuz ya da tam tersi çok fazla ısrarcı oluyor musunuz?
ÇOCUK İLE YETİŞKİN
- 21/12/2022
Çocuk ile yetişkinin arasındaki sorunların pek çoğu, çocukların olgunlaşmaları için onların zamana ihtiyaçları olduğunu dikkate almamaktan kaynaklanır.
OKULA GİTMEK İSTEMEYEN ÇOCUKLARI OKULA HAZIRLAMA
- 09/09/2022
Çocuklara okulu evde sevdirmeye başlamak gerekmektedir. Okuldan bahsetmeyi doğru zamanda, doğru koşullarda, çocuğunuz sıkıldığında veya evin yetersiz olduğu zamanlarda yapın ki çocuğunuz okula heveslenebilsin.
Devamı