Ekrem Çulfa
PARANOİD KİŞİLİK
BOZUKLUĞU Paranoid kişilik
bozukluğu olan kişiler başkalarına karşı yaygın bir kuşkuculuk ve güvensizlik
sergilemekte ve bu da birçok kişiler arası zorluğa yol açmaktadır. Bu kişiler
kendilerini suçsuz olarak görmekte, kendi hataları ve başarısızlıkları için
başkalarını suçlamaktadırlar. Bu tip insanlar kronik olarak gergin ve savunma
durumundadır, sürekli olarak kendileri üzerinde oyunlar oynandığını düşünmekte
ve beklentilerini doğrulayacak ipuçlarını ararken aksi yöndeki tüm kanıtları
göz ardı etmektedirler. Çoğu zaman arkadaşların sadakati konusunda endişelere
kapılmaktadırlar. Bu nedenle de başkalarına açılma konusunda isteksiz olmaktadırlar.
Genel olarak kinci davranmakta ve hakaretleri, ufak kusurları bağışlamayı
reddetmekte, hemen öfkeli tepkiler vermekte, bazen de şiddet içerikli
davranışlar sergilemektedirler. Paranoid kişilikleri olan
insanların genellikle psikotik olmadığını unutmamak gerekmekte, yani çoğu zaman
gerçeklikle ilişkilerini yitirmemekte ve bununla birlikte stresli dönemlerde
geçici psikotik belirtiler sergileyebilmektedirler. Paranoid-şizofrenler de
paranoid kişilikte görülen bazı belirtileri sergileyebilmekte, ancak bu
kişilerde gerçeklikten uzun süreli kopma, sanrı ve halüsinasyon gibi birçok başka
sorunda gözlemlenmektedir. Paranoid kişilik
bozukluğunun birincil özellikleri arasında olan yüksek düzeyde antagonizma (düşük
geçinilebilirlik) ve nörotisizmin (öfke-düşmanlık) genetik aktarım yoluyla
ortaya çıkmasına neden olabilecek ortalama bir paranoid kişilik bozukluğu eğilimi
söz konusu olmaktadır. Anne babanın ihmal ya da kötü muamelesi ve şiddete
eğilimli yetişkinlere maruz kalma, bu bozuklukta rol oynadığı düşünülen
psikososyal etkenler arasında sayılabilmekte, bununla birlikte erken dönemde
yaşanan olumsuz deneyimler ile yetişkinlik dönemindeki paranoid kişilik
bozukluğu arasında kurulabilecek herhangi bir bağlantının diğer bozukluklarda
da rolü olabilmekte ve yalnızca, kesin olarak bu bozukluğu özgün olduğu
söylenememektedir. ŞİZOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU Şizoid kişilik bozukluğu
olan kişiler genellikle sosyal ilişkiler kuramamakta ve buna fazla ilgi de
duymamaktadırlar. Bunun sonucunda da genellikle iyi arkadaşları olmamakta fakat
yakın bir akraba buna istisna olabilmektedir. Bu tip insanlar duygularını ifade
edememekte ve soğuk ve mesafeli bireyler olarak görülmektedirler. Çoğu zaman
sosyal becerilerden yoksundurlar ve münzevi ilgi alanları ve işlevleri olmaktadır.
Yalnız olmayı seven ya da içedönük kişiler olarak sınıflandırılsalar da yalnızlığı
seven ya da içedönük olan kişilerin çoğunda şizoid kişilik bozukluğu bulunmamaktadır.
Birçok etkinlikten hoşlanmama eğilimi sergilemekte, cinsel etkinlik de bunların
arasında yer almakta ve nadiren evlenmektedirler. Daha genel olarak, duygusal
açıdan çok tepkisel olmamakta, güçlü pozitif ya da negatif duyguları nadiren
yaşamakta ancak genellikle kayıtsız bir ruh hali sergilemektedirler. Bu eksiklikler
soğuk ve ilgisiz görünüşlerini arttırmaktadır. Şizoid kişiliğin ayırıcı
özelliklerinde kalıtım olasılığının da oldukça düşük olduğu bilinmektedir. Bilişsel
kuramcılar, şizoid kişilik bozukluğu olan kişilerin soğuk ve kayıtsız
davranışlar sergilemesini kendilerini, tek başına kendine yetebilen,
başkalarını ise davetsiz misafir olarak görmelerine yol açan inanış özünde “Aslında
yalnızım” ya da “İlişkiler karmaşık ve nahoş” olabilmektedir. ŞİZOTİP KİŞİLİK BOZUKLUĞU Şizotip kişilik bozukluğu
olan kişiler de aşırı derecede içedönüktür ve yaygın sosyal ve kişiler arası
sorunlar yaşamakta ancak buna ek olarak bilişsel ve algısal bozuklukların yanı
sıra iletişim ve davranışlarda tuhaflıklar söz konusu olmaktadır. Genellikle
gerçeklikten kopma olmasa da yüksek oranda kişiselleştirilmiş ve batıl düşünme,
şizotip kişiliğin karakteristik özelliğidir ve aşırı stresli durumlarda bu
kişiler geçici psikotik belirtiler sergileyebilmektedirler. Gerçekten de bazen
sihirli güçleri olduğuna ve büyü ritüelleri gerçekleştirebileceklerine
inandıklarına sık rastlanmaktadır. Referans düşünceleri (başkalarının söylediklerinin
ya da beden dillerinin özel anlamları veya kişisel önlemleri olduğu inancı),
tuhaf konuşma ve paranoid inançlar diğer bilişsel-algısal sorunlar arasında
sayılabilmektedir. Düşünme, konuşma ve diğer davranışlarındaki tuhaflıklar, bu
bozukluğun en tutarlı özellikleri olmakta ve şizofreni hastalarında görülen özelliklere
benzerlikler sergilemektedir. Bu bozukluğun genel
nüfustaki yaygınlık oranı %2 dolaylarındadır. Şizotip kişilik bozukluğunun
kalıtım düzeyi ortadır ve şizofreni ile arasında biyolojik bağlantı olduğu da belgelenmektedir.
Örneğin, şizotip kişilik bozukluğu olan hastaların yanı sıra üniversite
öğrencileri üzerinde yürütülen bir dizi çalışmada şizofrenide olduğu gibi
hareketli bir hedefi görsel olarak takip etmede benzer yetersizlikler
görülmektedir. Yine bu çalışmalarda bilişsel işleyişte çeşitli orta dereceli
kusurlara rastlanmakta, dikkati sürdürme yeteneğindeki ve çalışan bellekteki
kusurlar da bunlar arasında yer almakta ve bu kusurların her ikisine şizofrenide
de rastlanmaktadır. KAYNAKÇA Bernstein, D., & Useda, J. D. (2007).
Chapter 3: Paranoid personality disorder. In W. O’Donohue, K. Fowler, & S.
Lilienfeld (Eds.), Personality disorders: Toward the DSM-5 (pp. 41–62). Los
Angeles: SAGE Publications. McGlashan, T. H., Grilo, C. M., Sanislow, C. A., Ralevski,
E., Morey, L. C., Gunderson, J. G., Skodol, A. E., Shea, M. T., Zanarini, M.
C., Bender, D., Stout, R. L., Yen, S., & Pagano, M. (2005). Two-year
prevalence and stability of individual DSM-IV criteria for schizotypal,
borderline, avoidant, and obsessive-compulsive personality disorders: toward a
hybrid model of axis II disorders. The American journal of psychiatry, 162(5), 883–889. https://doi.org/10.1176/appi.ajp.162.5.883 Miller, M. B., Useda, J. D., Trull, T. J., Burr, R. M., &
Minks-Brown, C. (2001). Paranoid, schizoid, and schizotypal personality disorders. In P. B. Sutker & H. E. Adams (Eds.), Comprehensive handbook of psychopathology (p. 535–559). Kluwer Academic/Plenum Publishers. Raine, A. (2006). Schizotypal personality:
Neurodevelopmental and psychosocial trajectories. Annual Review of Clinical
Psychology, 2, 291-326. Siever, L. J., Bernstein, D. P., & Silverman, J. M.
(1995). Schizotypal personality disorder. In W. J. Livesley (Ed.), Diagnosis and treatment of mental disorders. The DSM-IV
personality disorders (p. 71–90). Guilford Press. Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra
KARA busra.kara@icloud.com
busra.kara@icloud.com
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
BOŞANMA SÜRECİ
- 14/05/2024
Boşanma, evlilik birliğinin resmi olarak sonlandırıldığı bir hukuki süreçtir. Boşanma süreci genellikle üç aşamadan oluşur: Boşanma öncesi, boşanma sırası ve boşanma sonrası.
DEPRESİF GENÇLER VE DEPRESİF EBEVEYNLER
- 01/02/2024
Depresif gençler ve depresif ebeveynler, günümüzde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Depresyon, hem gençlerin hem de ebeveynlerin yaşam kalitesini, sağlığını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilen ciddi bir ruh sağlığı bozukluğudur.
ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN YEME BOZUKLUKLARI
- 01/06/2023
Beslenme kriteri bireyin yaşamını devam ettirebilmesi, sağlıklı olmak ve büyümenin devamı için çok önemlidir.
“BANYO YAPMAK İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜ”
- 24/04/2023
Bazen anne babalar bebekken sudan çıkmak istemeyen çocuklarının büyüdükçe yıkanmak istemediklerinden ya da el ve ayaklarını yıkamaya tepki gösterdiklerinden yakınırlar.
“ÇOCUĞUMUZDAN BOŞANIYORUZ”
- 23/03/2023
Anne babası çatışma halinde olan çocukların, anne babalarından anlayış ve sabır gibi beklentileri olur.
AKRAN ZORBALIĞI
- 01/02/2023
Akran zorbalığı, çocukların kendi yaş gruplarında olan bir ya da birkaç kişiye; sosyal, fiziksel, sözlü ve cinsel olarak zarar vermeleridir.
TERKEDİLME KORKUSU
- 12/01/2023
Yeni bir ilişkiye başlama ihtimali olduğunda nasıl olsa bu da beni terk edecek diye düşünüp hiç başlamamayı tercih ediyor musunuz ya da tam tersi çok fazla ısrarcı oluyor musunuz?
ÇOCUK İLE YETİŞKİN
- 21/12/2022
Çocuk ile yetişkinin arasındaki sorunların pek çoğu, çocukların olgunlaşmaları için onların zamana ihtiyaçları olduğunu dikkate almamaktan kaynaklanır.
OKULA GİTMEK İSTEMEYEN ÇOCUKLARI OKULA HAZIRLAMA
- 09/09/2022
Çocuklara okulu evde sevdirmeye başlamak gerekmektedir. Okuldan bahsetmeyi doğru zamanda, doğru koşullarda, çocuğunuz sıkıldığında veya evin yetersiz olduğu zamanlarda yapın ki çocuğunuz okula heveslenebilsin.
Devamı