Ekrem Çulfa
Kişi yaşadığı güçlü ve
sürekli korkunun aşırı ya da mantıksız olduğunun farkındaysa ve bu korkuyu
belirli bir nesne ya da durumun varlığı tetikliyorsa spesifik fobi tanısı
konulmaktadır. Spesifik fobileri olan kişiler fobi yaratan bir uyarıcı ile
karşılaştıklarında genellikle, açık bir dış tetikleyicinin varlığı dışında,
panik atağa benzeyen anlık bir korku tepkisi göstermektedirler. Bu kişilerin
fobi yaratan nesne ya da durumla karşılaşma beklentisi içinde olduklarında
kaygı yaşamaları ve bu nedenle de fobi yaratan uyarıcıdan kaçınmak için büyük
çaba harcamaktadırlar. Fotoğraf ya da televizyondaki görünüşte masum imgelerden
bile genellikle kaçınmaktadırlar. Örneğin, klostrofobikler bir dolaba girmemek
ya da asansöre binmemek için çok çaba harcamakta ve bunun için çok sayıda katı
merdivenlerden çıkmayı ya da asansör kullanmalarını gerektiren işleri geri
çevirmeyi bile göz almaktadırlar. Bu kaçınma davranışı fobilerin en önemli
özelliğidir ve hem fobik tepkinin kendisinin çok nahoş olmasından hem de fobik
kişinin korkunç bir şey olacağına dair mantık dışı beklentisinden kaynaklanmaktadır.
DSM’ de spesifik fobilerin
beş alt tipine yer verilmektedir. 1-Hayvan (yılanlar, örümcekler,
böcekler, kuşlar…) 2-Doğal Çevre
(fırtınalar, yüksekler, su…) 3-Kan-İğne-Yara (kan ya
da yara görme, enjeksiyon…) 4-Durumsal (toplu taşıma,
tüneller, köprüler, asansörler, uçak, araba kullanma, kapalı alanlar…) 5-Diğer (nefessiz kalma,
kusma, mekân fobisi…) Fobileri olan insanlar
fobi yaratan duruma yaklaşmaya çalıştıklarında büyük bir korku ya da kaygıya
kapılmaktadırlar. Bu durumda hafif bir endişe ve rahatsızlık duygusu da yaşanabilmektedir.
Savaş ya da kaç tepkisinin tam anlamıyla etkinleşmesi de söz konusu
olabilmektedir. Nasıl başladığından bağımsız olarak, fobisi olan kişi korktuğu
durumdan sürekli kaçındığı ve bu da kaygıyı azalttığı için fobik davranış pekiştirilmiş
olmaktadır. Ayrıca, yetersizliğin yarattığı ikincil yaralar, örneğin başkalarının
artan ilgisi, sempatisi ve davranışlar üzerindeki denetimleri de fobiyi
pekiştirebilmektedir. Kan-iğne-yara fobisi
çeşitli ilginç ve kendine özgü özellikler sergileyen bir spesifik fobi
kategorisidir. Muhtemelen nüfusun %3 ila 4’ünde görülmektedir. Bu fobiyi
sergileyen insanlar en az korku kadar tiksinme duygusu da yaşamaktadırlar. Aynı
zamanda, kan ya da yara görüntüsü ile karşılaştıklarında kendine özgü bir
fizyolojik tepki vermektedirler. Çoğu fobik kişide fobik nesne ile
karşılaştıklarında kalp atışlarının hızlandığı ve tansiyonun yükseldiği görülmektedir.
Ancak kan-iğne-yara fobisi olan kişilerde baştaki hızlanmayı hem kalp
atışlarının hızında hem de tansiyonda ani bir düşüş izlemektedir. Bunu da
genellikle bulantı, baş dönmesi ve/veya bayılma izlemekte ve bu durum diğer
fobilerde görülmemektedir. Spesifik fobiler oldukça
yaygındır. Ulusal Eşzamanlı Hastalık Araştırması-Tekrarlama çalışmasının sonuçları
yaşam boyu yaygınlık oranının yaklaşık %12 olduğunu göstermektedir. Bir
spesifik fobisi olanlar arasında aşırı bir başka korkusu olanların oranı %75’in
üzerindedir. Cinsiyete bağlı oranlar spesifik fobinin tipine göre büyük farklılıklar
sergilemektedir. Ancak fobiler her zaman kadınlar arasında daha yaygındır. Örneğin,
hayvan fobileri görülenlerin %90 ila 95’i kadındır, ancak kan-iğne-yara fobisinde
cinsiyet oranı 2:1’in altındadır. Farklı spesifik fobilerin başlangıç
yaşlarında da büyük farklılıklar görülmektedir. Hayvan fobileri, kan-iğne-yara
ve dişçi fobileri gibi fobiler, genellikle çocuklukta başlamaktadır. Bununla birlikte
klostrofobi ve araba kullanma gibi fobiler ergenlik ya da erken yetişkinlik
döneminde başlama eğiliminde olmaktadır. KAYNAKÇA Kessler, R. C., Chiu, W. T., Demler, O., & Walters, E. E.
(2005). Prevalence, Severity, and Comorbidity of 12-Month DSM-IV Disorders in
the National Comorbidity Survey Replication. Archives of General Psychiatry, 62(6), 617–627. Öst, L. G., & Hellström, K. (1997).
Blood-Injury-Injection Phobia. In G. C. L. Davey (Ed.), Phobias: a handbook of
theory, research, and treatment (pp. 63 - 80). Chichester: John Wiley &
Sons Inc. Schienle, A., Schäfer, A., Stark, R., Walter, B., Kirsch, P.,
& Vaitl, D. (2003). Disgust Processing in Phobia of Blood-Injection-Injury:
An fMRI Study. Journal of Psychophysiology, 17(2), 87–93. Uzman Klinik Psikolog
Hatice Büşra KARA busra.kara@icloud.com
busra.kara@icloud.com
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
BOŞANMA SÜRECİ
- 14/05/2024
Boşanma, evlilik birliğinin resmi olarak sonlandırıldığı bir hukuki süreçtir. Boşanma süreci genellikle üç aşamadan oluşur: Boşanma öncesi, boşanma sırası ve boşanma sonrası.
DEPRESİF GENÇLER VE DEPRESİF EBEVEYNLER
- 01/02/2024
Depresif gençler ve depresif ebeveynler, günümüzde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Depresyon, hem gençlerin hem de ebeveynlerin yaşam kalitesini, sağlığını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilen ciddi bir ruh sağlığı bozukluğudur.
ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN YEME BOZUKLUKLARI
- 01/06/2023
Beslenme kriteri bireyin yaşamını devam ettirebilmesi, sağlıklı olmak ve büyümenin devamı için çok önemlidir.
“BANYO YAPMAK İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜ”
- 24/04/2023
Bazen anne babalar bebekken sudan çıkmak istemeyen çocuklarının büyüdükçe yıkanmak istemediklerinden ya da el ve ayaklarını yıkamaya tepki gösterdiklerinden yakınırlar.
“ÇOCUĞUMUZDAN BOŞANIYORUZ”
- 23/03/2023
Anne babası çatışma halinde olan çocukların, anne babalarından anlayış ve sabır gibi beklentileri olur.
AKRAN ZORBALIĞI
- 01/02/2023
Akran zorbalığı, çocukların kendi yaş gruplarında olan bir ya da birkaç kişiye; sosyal, fiziksel, sözlü ve cinsel olarak zarar vermeleridir.
TERKEDİLME KORKUSU
- 12/01/2023
Yeni bir ilişkiye başlama ihtimali olduğunda nasıl olsa bu da beni terk edecek diye düşünüp hiç başlamamayı tercih ediyor musunuz ya da tam tersi çok fazla ısrarcı oluyor musunuz?
ÇOCUK İLE YETİŞKİN
- 21/12/2022
Çocuk ile yetişkinin arasındaki sorunların pek çoğu, çocukların olgunlaşmaları için onların zamana ihtiyaçları olduğunu dikkate almamaktan kaynaklanır.
OKULA GİTMEK İSTEMEYEN ÇOCUKLARI OKULA HAZIRLAMA
- 09/09/2022
Çocuklara okulu evde sevdirmeye başlamak gerekmektedir. Okuldan bahsetmeyi doğru zamanda, doğru koşullarda, çocuğunuz sıkıldığında veya evin yetersiz olduğu zamanlarda yapın ki çocuğunuz okula heveslenebilsin.
Devamı