ENGELLENEMEYEN BAŞARI HİKAYELERİ

Anadolu’nun en ücra köşelerinden birinde yaşıyordu Leyla…Yaşı 28di ve okumak,hayallerine kavuşmak için ona;göre çok geç kalmıştı.Bir evlilik yapmıştı ve sonu hüsranla bitmişti.Üniversite okurken mühendis olan eşinin’’ ne gerek var boşver’’ demesine binaen okulu yarıda bırakmıştı.Evlilik de sürmeyince Leyla üniversite hayatı denen kavramı da unutmuştu.Zaten sorumlulukları da çoktu Leyla’nın.Üniversite konusu,artık rafa kalkmıştı.Çünkü en büyük çocuk oydu,çünkü ailesine karşı sorumlukları vardı,çünkü işler vardı,çünkü burası köy hayatıydı…

Okumak büyük bir sevdaydı onun için.Nice zamanlar odasına çekilip,teneke sobasını yakıp,eline defter kalem alıp üniversiteyi kazanıp bitirme hesaplamaları yapardı.Aahh keşke eski eşi engel olmasaydı,şimdi ne kadar da iyi bir eğitim ve kariyer hayatı olacaktı, diye kendi kendi kendine dert yanardı.Aslında şanslıydı Leyla, zaman zaman bu fikirlerini annesine anlattığında,o da niye olmasın der destek olurdu.

Çevresi boşanmış olan Leyla’nın tekrar okuma azmini duyunca’’ya boşver,gel başkası ile evlen bu yaştan sonra da okunur mu? gibi tonla şey iddia etmiş ve Leyla’nın bu hevesini boşa çıkarmaya çalışmıştı.Hazır anne desteğini de alan Leyla, bu durumu pek umursamamıştı.Fikrini hayata geçirmek için acele etmesi gerektiğini fark etti,yoksa karşı görüşte akrabaları onun hayallerine engel olabilirdi.

Bir gün kardeşini okula getiren Leyla orada kardeşinin öğretmenini gördü tekrar canlandı istekleri. Harekete geçme zamanı geldiğini anlamıştı.Geç kalacak tek bir anı bile kalmamıştı.Şans bu ya şubat ayındaydı ve yakın zamanda üniversite sınavı için de başvurular yayınlanacaktı.Alarm kurdu saat ve tarihini ayarladı artık bu fırsatı da kaçırmayacaktı.Zaten temeli olan bir öğrenci olan Leyla kısa zamanda iyi bir çalışma programıyla kazanacağına tam gaz inanarak  sınava girdi.Hedefi İstanbul’du .Ailesi de olumlu karşıladı lakin İstanbul’u tercih edeciğini duyan akrabaları bu süreçte sırf Leyla okumasın diye olmadık laflar etmeye, ailesinin aklına farklı şeyler getirmeye çalıştı.Şükür ki ailesinin güveni Leyla’ya tamdı.

Beklenen haber geldi ve Leyla üniversiyeti kazandı.Üstelik istediği bir okulu ve istanbul’da.Çok sevilen,başarılı bir öğrenci olan Leyla için, okumak öyle kolay olmadı tabi. Bunca zaman aileden uzak,kıt kanaat geçinip okumak…Arkadaşları gezerken o ders çalışır,arkadaşları yiyip içerken o tuzlu çubuğa talim olurdu.Üzerine giyecek ikinci bir kıyafeti de olmadı.Yokluklar içinde okulunu bitiren Leyla artık mezundu.İlk başvurduğu yere kabul edilmiş ve işe başlamıştı.İlk zamanlar okumasını istemeyen akrabalarına güzel bir ders vermişti Leyla,yılmayarak ve onları dinlemeyerek… Bu gerçek hikaye bize şu sonucu gösteriyorki;Hayat medeni halinize,varlığınıza,yokluğunuza bakmıyor.Siz bir şeyi,hayırlı olan,doğru olan birşeyi istediğiniz zaman emek varsa,fedakarlık varsa o mutlaka size geliyor.Başarının  koşarak gittiği kimse olmayacak ama başarıya koşan insanlar oldukça başarılı olmaları kaçınılmaz olacaktır.

 ÖZNUR YILDIZ ÇG.UZMANI/AİLE DANIŞMANI