Ekrem Çulfa
Aile, sürekli değişim
içinde olan bir kurum olarak karşımıza çıkar ve toplumsal rol dağılımlarının
merkezini oluşturmaktadır. Kadınlık ve erkeklik rolleri, ailede başlamakta ve
mevcut toplumsal kalıplar içinde sürekli yeniden üretilmektedirler. Çocuk eğitimi sadece
anneye bırakılmamalı baba da çocuğun doğumundan, hatta öncesinden itibaren
çocuğun yetiştirilmesi anlamında sorumluluklarını yerine getirici eylemler
içerisinde bulunmalıdır. Çocuk eğitiminde anne ve babalara düşen görevlerin
yarı yarıya olduğunu vurgulayarak bu görevin çok önemli ve ağır bir görev
olduğu belirtilmektedir. Etkileşim, babanın
çocukları ile bire bir, yani doğrudan etkileşimde bulunması, ulaşılabilirlik,
babanın ihtiyaç duyulduğunda çocukları için ulaşılabilir durumda olması
(çocuklar kendi odasında, anne baba ise mutfakta) ve sorumluluk ise babanın
çocuğunun refahı, mutluluğu ve bakımı ile ilgili sorumlulukları üstlenmesidir. Baba
katılımının olduğu çocuklarla baba katılımı sağlanmayan çocukların
karşılaştırmasında baba katılımı olan çocukların temel 33 zihinsel ve akademik
beceriler ve dil becerileri ile psikososyal uyum ve bağımsız davranabilme
becerileri açısından daha iyi geliştiklerini, daha olumlu baba-çocuk diyaloğu
kurduklarını ve davranışsal sorunların daha az ortaya çıktığına değinilmektedir. Yirminci yüzyılın son
bölümünde babalık kültürü kavramı değişerek ve genişlemiş ve babanın rolü uzak
ya da çevresel bir figürden çocuk hayatının merkezinde ve önemli bir
mevcudiyete doğru kaymaktadır. Çocukların çoğunun hayatlarında bir baba ya da
baba figürü olduğu düşünüldüğünde, baba-çocuk ilişkisinin 24 incelenmesi önemli
olmaktadır. Bu duruma özellikle modernleşme ile gelen annenin de iş hayatında
aktif bir ol alması ve dolayısıyla aile içi roller bakımından kadın ve erkek
eşitliliğinin ortaya çıkması sebep olmaktadır. Baba katılımı ve babaların
çocuklarla etkileşimlerinin tarzı, annelerin çocuklarla olan ilgisinden farklı
olsa da pozitif baba-çocuk ilişkilerinde yer alan süreçler, pozitif anne-çocuk
ilişkilerinde bulunanlara çok benzemektedir. Babalık kavramını
değiştiren ve babanın, çocuk eğitimi üzerindeki alaka ve ilgisini arttıracak
çok sayıda faktör bulunmaktadır. Bunlar kadının tam gün çalışması, çalışan anne
sayısında artış olması, ekonomik alanda ve standart ev hayatında yaşanan
değişimlerin kadın ve erkek rollerine etki etmesidir. Özellikle batı
ülkelerinde çok sayıda dul veya boşanmış erkeğin tek başına çocukların eğitim
ve bakımlarını üstlenmeleri, geleneksel aile yapılarının çekirdek aile haline
gelmesi ve çekirdek aileler içerisinde kişilere düşen sorumluluk ve rollerin
değişmesi gibi etmenler sayılabilir. Çocuğun kişilik
gelişiminin sağlıklı olabilmesinin temel şartı, çocuğa anlayış, destek ve sevgi
sağlanan bir ortamın olmasıdır. Çocuğun yalnızca bu tarz bir ortamda, aşılması
gereken dönemleri bütünleyerek kendisini geliştirdiğini ve gerektiği zaman da
ebeveynlerinden koparak geniş toplum grubunda yer aldığı söylenmektedir. Geçmiş yıllarda, erkekler
çocuk bakımında aktif rol almamaktadırlar. Ancak bu durumun değişmeye başladığı
görülmektedir. Babaların değişen rolleriyle birlikte toplumsal algı babalığa
olan ilgiyi arttırmaktadır Babalar ayrıca çocuklarıyla birlikte aktif, fiziksel
katılım yoluyla zaman harcamakta ve bu deneyimler duygusal bağlantılar için
fırsatları teşvik etmektedir. Bununla birlikte çocukların bilişsel gelişiminde
baba katılımının rolü oldukça fazladır. Baba katılım düzeyinin yüksek olduğu
durumlarda çocukların daha iyi problem çözme mekanizmalarına sahip olduğu,
sözel zekasının daha iyi düzeyde olduğu ve dolayısıyla bu çocukların daha iyi
bir akademik performans sergiledikleri görülmektedir. Bebeklik döneminden
itibaren aslında çocuğun duygusal gelişiminde ebeveynlerle kurduğu iletişim
oldukça önemlidir. Araştırmalar da göstermektedir ki bebek yalnızca annesine
yönelik duygusal ilgi ihtiyacı değil aynı zamanda babasına yönelik de duygusal
ilgi ihtiyacı içerisinde olmaktadır. Dolayısıyla, baba katılımı çocuğun
duygusal gelişiminde de oldukça önemli bir yere sahiptir. Baba katılımının
yüksek olduğu durumlarda çocukların empati kurabilme becerilerinin ve iç
denetim odaklarının daha iyi olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte baba
çocuğun sosyal gelişiminde oldukça önemlidir. Çocukluk dönemindeki baba
katılımı ve dolayısıyla baba ile kurulan sağlıklı iletişim çocuğun ilerleyen
yıllarda da yaşamını oldukça önemli düzeyde etkilemektedir. Çocukluk döneminde
yüksek kalitedeki baba katılımı, daha yüksek istihdam oranlarını, daha sağlıklı
ilişkileri ve çocuğun erişkinliğe iyi giden diğer olumlu yaşam özelliklerini
desteklemektedir. Aslında baba-çocuk ilişkisi yalnızca çocuğun babası ile
aktiviteler yaparak oyun oynamasından değil yaşamın ilk yıllarından itibaren
baba katılımının kalitesinden de etkilenmektedir. Her ne kadar anneler,
daha önceki zamanlara kıyasla çocuklarıyla daha fazla zaman harcamaya ve daha
yakın ilişkiler kurmaya eğilimli olsa da babalar artık çocuk yetiştirme
süreçlerinde daha aktif olarak yer alma eğilimindedir. Günümüzde, ailede ekmek
kazanan kişi rolü her iki partner tarafından yaygın olarak 29 paylaşılmaktadır
ve dolayısıyla babaların çocuklarıyla daha fazla zaman geçirmeleri, daha
erişilebilir olmalarını ve aile sisteminde çocuk bakım sorumluluklarını yerine
getirmeleri beklenmektedir. Destekleyici babalar
kızlarının ellerinden gelenin en iyisini yapmalarını ve kendileri için yüksek
hedefler koymalarını beklemektedir. Ancak kızlarda başarısızlık görülürse, bu
babalar destek vermekten çekinmezler. Destekleyici babaların yetiştirdiği
kızlar genellikle yetişkinlik döneminde kendi kararlarını alabilen ve
bireyselleşebilmiş kişilerdir. Bu kişiler, babalarını korumak ve onlara uyumlu
olabilmek için davranışlarını veya hedeflerini şekillendirmek zorunda değildir.
Destekleyici babaları olan kız çocukları, kendileriyle ilgili daha olumlu
düşünmeye, zorlu mesleklere devam etmeye ve başarıyı öngörmeye elverişli
olmaktadır. Buna karşılık, kontrolcü babaları olan bazı kız çocukları da
kısıtlayıcı kuralların olduğu bir ilişkiyi tecrübe etmektedirler. Bu babalar
kızlarını desteklemelerine ve bağımsız olgun yetişkin olmalarını istemelerine
rağmen kızlarının bağımsızlığına sınır koymaktadırlar. Zaman zaman bu kız
çocukları sevildiğini, ancak bebekleştiğini bildirmektedir. Kayıp babalar, çocuklar
daha küçükken (yaklaşık olarak doğumdan 10 yaşına kadar) ölüm, boşanma veya iş
talepleri nedeniyle evden ayrılan babalardır. Bazı kızlarda, babaların
yoklukları duygusal olarak değil mantık çerçevesinde rasyonelleştirilmektedir.
Kardeşler, büyükanne ve büyükbabalar ve geniş aile üyeleri bir destek 33
ortamında etkileşime girmektedirler. Bu desteğe rağmen bu tür kadınlar genel
olarak karşı cinsle girdikleri ikili ilişkilerde karşı cinse karşı güven duymamakta
veya düşük seviyede güven duymaktadırlar. Duygusal erişilebilirlik,
ebeveynle ilişkili destekleyici, cevap verici, hassas gibi bir dizi özelliğe
sahip duygusal bağ bütünüdür. Duygusal erişilebilirliğin yapılarının ampirik ve
teorik olarak çocuğun bağlanma düzeyiyle önemli düzeyde ilişkili olduğu ortaya
çıkarılmaktadır. Dolayısıyla, ebeveyn erişilebilirliği çocuğun güvenli bir bağ
kurmasında önemli bir rol oynamaktadır. Baba olma düşüncesi ile
ilgili hazır bulunurluk yani planlı bir hamilelik babalar açısından olumlu bir
ebeveynlikle sonuçlanırken, plansız ve erken bir zamanda baba olan ve kendisini
baba olmaya hazır hissetmeyen erkekler çocuğu kendi hayatında bir engel olarak
düşünebilmekte, bu durumun da olumsuz babalık tecrübelerine yol açabileceği
belirtilmektedir. Baba katılımını etkileyen
faktörlerin baba ile ilgili olanlarından bir diğeri babanın kendisini çocuk
bakımı konusunda yeterli ve becerikli görmesi, babalıkla ilişkili olarak
yaşayabileceği sorunları çözebileceği hususunda kendine güvenmesidir. Babalar
kendilerini yeterli bir ebeveyn olarak gördüklerinde çocuklarının bakımında
daha fazla rol oynamakta, yeterlilik hissetmediklerinde ve yapamayacaklarını
düşündüklerinde ise katılmak istemelerine rağmen vazgeçtiklerini
belirtmektedirler. KAYNAKÇA Amato, P. R., & Rivera, F. (1999).
Paternal involvement and children’s behavior problems. Journal of Marriage and
the Family, 61 (2), 375 – 384. Easterbrooks, M. A., & Goldberg, W. A. (1984). Toddler
development in the family: Impact of father involvement and parenting
characteristics. Child Development, 55(3), 740–752. Lamb, M. E., & Lewis, C. (2013). Father-child relationships. In N. J. Cabrera & C. S. Tamis-LeMonda
(Eds.), Handbook of father involvement: Multidisciplinary perspectives (p. 119–134). Routledge/Taylor & Francis Group. Onur H. ve Koyuncu B. (2004). “Hegenomik” erkekliğin
görünmeyen yüzü: sosyalizasyon sürecinde erkeklik oluşumları ve krizleri
üzerine düşünceler. Toplum ve Bilim Dergisi, 101, 31-49. Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra
KARA busra.kara@icloud.com
busra.kara@icloud.com
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
BOŞANMA SÜRECİ
- 14/05/2024
Boşanma, evlilik birliğinin resmi olarak sonlandırıldığı bir hukuki süreçtir. Boşanma süreci genellikle üç aşamadan oluşur: Boşanma öncesi, boşanma sırası ve boşanma sonrası.
DEPRESİF GENÇLER VE DEPRESİF EBEVEYNLER
- 01/02/2024
Depresif gençler ve depresif ebeveynler, günümüzde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Depresyon, hem gençlerin hem de ebeveynlerin yaşam kalitesini, sağlığını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilen ciddi bir ruh sağlığı bozukluğudur.
ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN YEME BOZUKLUKLARI
- 01/06/2023
Beslenme kriteri bireyin yaşamını devam ettirebilmesi, sağlıklı olmak ve büyümenin devamı için çok önemlidir.
“BANYO YAPMAK İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜ”
- 24/04/2023
Bazen anne babalar bebekken sudan çıkmak istemeyen çocuklarının büyüdükçe yıkanmak istemediklerinden ya da el ve ayaklarını yıkamaya tepki gösterdiklerinden yakınırlar.
“ÇOCUĞUMUZDAN BOŞANIYORUZ”
- 23/03/2023
Anne babası çatışma halinde olan çocukların, anne babalarından anlayış ve sabır gibi beklentileri olur.
AKRAN ZORBALIĞI
- 01/02/2023
Akran zorbalığı, çocukların kendi yaş gruplarında olan bir ya da birkaç kişiye; sosyal, fiziksel, sözlü ve cinsel olarak zarar vermeleridir.
TERKEDİLME KORKUSU
- 12/01/2023
Yeni bir ilişkiye başlama ihtimali olduğunda nasıl olsa bu da beni terk edecek diye düşünüp hiç başlamamayı tercih ediyor musunuz ya da tam tersi çok fazla ısrarcı oluyor musunuz?
ÇOCUK İLE YETİŞKİN
- 21/12/2022
Çocuk ile yetişkinin arasındaki sorunların pek çoğu, çocukların olgunlaşmaları için onların zamana ihtiyaçları olduğunu dikkate almamaktan kaynaklanır.
OKULA GİTMEK İSTEMEYEN ÇOCUKLARI OKULA HAZIRLAMA
- 09/09/2022
Çocuklara okulu evde sevdirmeye başlamak gerekmektedir. Okuldan bahsetmeyi doğru zamanda, doğru koşullarda, çocuğunuz sıkıldığında veya evin yetersiz olduğu zamanlarda yapın ki çocuğunuz okula heveslenebilsin.
Devamı