Ekrem Çulfa
Şiddetin birçok çeşidi var. Fiziksel, psikolojik, ekonomik, cinsel, kadına yönelik, çocuğa yönelik, hayvana şiddet, erkeğe şiddet. Bu yazı ise, en güncel toplum sorunlarından biri olan kadına şiddetle ilgili. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ/WHO), “sonucunda yaralanma, ölüm, psikolojik hasar, gelişimi bozma gibi zararlar veren ya da verme potansiyeli olan şekilde başka biri, gruba, ya da topluma karşı fiziksel gücün bilinçli ve kasıtlı kullanımı” şeklinde tanımladığı şiddeti 1961 yılında büyük bir toplum sağlığı sorunu olarak kabul etmiştir. Toplumun ve ülkemizin de büyük sorunlarından biri olan ve hatta çocuk henüz doğmadan erkek olmasını ummakla başlayan kadına şiddeti ise şöyle tanımlamıştır: “Sonucunda yaralanma, ölüm, psikolojik hasar, gelişimi bozma gibi zararlar veren ya da verme potansiyeli olan şekilde başka biri, gruba, ya da topluma karşı fiziksel gücün bilinçli ve kasıtlı kullanımı”. Sözel saldırganlığın ortaya çıkma nedenleri kontrol ihtiyacı, kıskançlık, gücü kötüye kullanma vb. iken fiziksel saldırganlık nedenleri ise çocukken istismar edilmiş olmak (saldırganlığı yaşayarak/görerek öğrenmek), şiddeti bir kontrol yöntemi olarak benimsemek, aşırı alkol/madde kullanımı gösterilebilir. Kişilik bozukluğu, azalmış benlik saygısı, saldırgan kişilik özellikleri gibi durumlar da aşırı saldırganlığın ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Şiddete eğilimi olan erkeklerin genel özelliklerinden şöyle bahsedebiliriz: · Şiddet ve istismarın bulunduğu bir ailede büyüme, · Düşük benlik saygısı, · Terkedilme, kayıplar, bağımlılık, güven ve güvenlik duygusunda azalma, · Engellendiği durumlara karşı tolerans gösterememe veya düşük tolerans, · Empati yeteneğinde zayıflık veya hiç olmaması, · Kendini “özel” biri olarak görme ve buna bağlı olarak özel ilgi görmesi gerektiğini düşünme, · Kıskançlık ve cinsiyet rollerinde katı görüşler. Şiddetin sıklığı, şekli ve boyutu herkesi farklı şekilde etkilerken dolayısıyla değişik patolojilere de yol açmaktadır. Şiddet görmek bir travmadır ve şiddet gören birey ruhsal travmatik rahatsızlıklar yaşar. Bu rahatsızlıklara ilk örnek Akut Stres Bozukluğudur. Kişinin travmatik bir olayla karşılaşmasının ardından en fazla dört hafta içerisinde travma sonrası tepkiler ortaya çıkar. Bu tepkiler aşırı korku, dehşete düşme ve çaresizlik şeklindedir. Travma sebebi olay sırasında dissosiyatif belirtiler görülebilir. Ayrıca olayın anılarından kaçınma da belirgindir. Akut Stres Bozukluğunun, şiddete ilk kez uğrayanlarda görülmesi çok sıktır. Şiddetin biçimi, süresi ve sıklığı, akut stresin travma sonrası stres bozukluğuna dönüşmesine yol açabilir. Travma sonrası stres bozukluğu ise aşırı strese neden olan travmatik yaşantıdan sonra görülen yoğun belirtileri tanımlar. Kişide belirgin olarak aşırı korku, dehşet ve çaresizlik vardır. Travmatik düşünceler kafada sürekli tekrarlanır ve olay tekrar tekrar yaşanıyormuş gibi hissedilir. Travmatik olayı hatırlatan yerden, insandan, vs. kaçınma vardır. Bu kaçınma tutumu, travmaya maruz kalan kişinin sosyal ilişkilerini bozabilir, işlerinde ve evliliklerinde problem yaşamalarına neden olabilir. Belirtiler terapi ve tedavi ile iyileşebilse de ikinci bir yaralanma, tekrar ortaya çıkmalarına yol açabilir. Çocukluk çağında yineleyici travmalar ile karşılaşan kişinin tepkileri, yetişkinlikte tek bir travma ile karşılaşan kişiden farklı olur. Çocuk travmatik yaşantının üstesinden gelmeye çalışırken dissosiyasyon ortaya çıkar. Dissosiyasyona yatkınlık çocuklukta daha fazla iken, zamanla azalır. Travmatik yaşantı tekrarlanıyorsa, ağırsa ve özellikle sevgi gereksinimi duyduğu aile bireyleri buna neden oluyorsa dissosiyasyon bir savunma olarak yerleşir. Çocuk şiddetin neden olduğu ruhsal bunalımla baş edebilmek için alter kişilikler geliştirir ve zaman içerisinde bu alter kişilikler, kendi kişiliği yerine geçebilir. Cinsel şiddete, işkenceye maruz kalmış ve sürekli şiddet görmüş çocuklarda bu şekilde Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu görülür. Şiddetin fiziksel sonuçlarının yanında, yukarıdaki gibi psikolojik sonuçları da vardır ve şiddet gören kişi muhakkak yardım almalıdır. Şiddete maruz kalan kadın ve çocuklar Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı Alo 183, ALO 155 Polis İmdat, ALO 156 Jandarma İmdat,112 ACİL, 0212 656 96 96 Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattını arayabilirler. Psikolojik Danışman
ekremculfa@gmail.com
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
TOPLU İNTİHARLAR - FAMILICIDE KAVRAMI
- 10/12/2019
Çok sayıda insanın birlikte veya aynı nedenle kendi yaşamlarına son vermesi toplu intihar olarak adlandırılır. Son dönemde ülkemizde yaşanan “siyanürle intihar eden aile” vakaları da familicide terimi altında incelenebilir.
UÇUŞ KORKUSU (Aviofobi) ile BAŞETMEK
- 07/12/2019
Sadece 4.5 milyonda bir kaza riski olan uçak yolculuğundan korkabilmemizin nedeni aslında karada yaşamaya alışık olmamızdan kaynaklanıyor. Uçmak için evrimleşmedik ve uçarken bunu bir yabancı gibi deneyimliyoruz.
ÖFKEYİ TANIMAK ve KONTROL ETMEK
- 25/11/2019
Öfke duygusunun ortaya çıkışı, doyurulamamış istekler ve karşılanamamış beklentilerden kaynaklanır. Yetersizlik, korku, kaygı, anlaşılamama ve yalnızlık gibi duyguların anlaşılması, paylaşılması ve doyurulması gerekir.
Alkol Bağımlısı Yakınlarına Tavsiyeler
- 17/11/2019
Tüm vücutta en çok beyin hücrelerini etkileyen alkol bağımlılığı hayati risk taşıyor. Anti-sosyal Kişilik Bozukluğu, Depresyon, Borderline gibi rahatsızlıklara eşlik edebildiği gibi tek başına da toplumda oldukça sık görülüyor.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu
- 17/11/2019
Travmatik bir yaşantıdan sonra verilen stres tepkileri, anormal bir duruma verilen normal tepkilerdir fakat çoğumuz genellikle kendiliğimizden iyileşebiliriz. Bazılarımız ise verdikleri stres tepkisi süresinin uzar ve travma sonrası stres bzk oluşur.
Obsesif-Kompulsif Bozukluk
- 17/11/2019
Toplumda oldukça sık karşılaşılan Obsesif-Kompulsif Bozukluk, takıntılı düşüncelerin günlük yaşamı etkileyecek hale gelmesi ve günlük aktivitelerimizi kısıtlaması durumunda konulan bir teşhistir.
Ergen Psikolojisi
- 17/11/2019
Doğduğundan beri ebeveyn yönetimi ve etkisi altında olan, hatta anne-babasına hayranlık duyan birey, ergenlikle birlikte başkaldırmaya ve ailesiyle çatışmaya başlar. Ailedense çevre ve arkadaşlarının onayı birey için daha fazla önem taşımaya başlar.
Ergenlik Psikolojisi
- 12/11/2019
Doğduğundan beri ebeveyn yönetimi ve etkisi altında olan, hatta anne-babasına hayranlık duyan birey, ergenlikle birlikte başkaldırmaya ve ailesiyle çatışmaya başlar. Ailedense çevre ve arkadaşlarının onayı birey için daha fazla önem taşımaya başlar.