Ekrem Çulfa
-
HER ÜZÜNTÜ DEPRESYON DEĞİLDİR - Üzüntü, kayıp veya hayal kırıklığı yaratan
olumsuz bir olayı çarpıtmadan tarif eden gerçekçi algılar tarafından yaratılan,
normal bir duygudur. Depresyon ise her zaman, bir şekilde
çarpıtılmış düşüncelerin neden olduğu bir hastalıktır. Örneğin, sevdiğiniz biri
ölünce, haklı olarak “onu kaybettim, paylaştığımız dostluğu ve sevgiyi
özleyeceğim “ diye düşünürsünüz. Kayıp ya da sizin için önemli bir kişisel
hedefe ulaşma çabalarınızdaki başarısızlığın ardından depresyon ya da üzüntü
gelişebilir. Üzüntü çarpıtma olmaksızın aniden gelebilir. Bir duygu akışı
vardır ve belli zaman sınırı da içerir. Hiçbir zaman özgüveninizin azalmasını
gerektirmez. Depresyon ise donmuştur sürekli olma ya da sürekli tekrar etme
eğilimini ve her zaman kendine güvenin kaybedilmesini getirir. Sonuç olarak hisleriniz, onlara yüklediğiniz
anlamlardan oluşacaktır. Dr. David Burns’un belirtiği gibi “çektiğiniz acının
önemli bir kısmı düşüncelerinizdeki çarpıtmalar yüzündendir” der. Bu
çarpıtmalardan kurtulduğunuzda ise “gerçek problemle” uğraşmanın daha az acı
verici olduğunu göreceksiniz. Öfke Problemleri ve Öfke
Kontrolü İçin Öneriler Öfke, hoşnut
olunmayan durumlara karşı verilen temel duygulardan biridir. Günlük hayatta
sinirimizi bozan birçok olayla karşılaşırız. Trafikte hatalı sollayanlar,
sıkıştıranlar, işyerinde işini ihmal edenler, hakaret eden patronlar, aşağılayan müdürler, anlayışsız arkadaşlar,
baskıcı ve bunaltıcı anne babalar ve aşırı hırs bu olayların bazılarıdır. Bu
tür olaylara uygun tepkiler verildiğinde, öfke gayet sağlıklı bir duygudur. Diğer
taraftan bakıldığında geçmişimizde yani çocukluğumuzda yaşadığımız olumsuz aile
sorunlarıdır. Ailesi tarafından dövülen çocuklar saldırganlığı bir sorun çözme
yöntemi olarak benimser. Ailesi ya da öğretmeni tarafından önemsenmemek bir
saldırganlık etkenidir. Çocuk normal yollardan dikkat çekemediğini görünce öfke
ve saldırganlığı seçer. Televizyonda şiddet içerikli görüntülere maruz kalan
çocuklarda öfke sorunlarının arttığı tespit edilmiştir. Saldırganlık temalı
filmler, haberler ve müzik klipleri çocuğun saldırgan olmasında etken
olabiliyor. Öfkeyi
kontrol ederken amacımız ne olmalıdır? Öfkeyi
kontrol etmenin amacı, insanın bu duygusunu saldırgan davranışlara
dönüştürmeden, kendisine ve çevresine zarar vermeden doğru olarak ifade etme
becerisini kazanabilmesidir. Yetersizlik, acizlik, kıskançlık, korku, endişe,
yalnızlık, itilmişlik ve de anlaşılamamak öfkeyi ortaya çıkaran duygulardır.
Öfkenin kaynağı olan bu duyguları paylaşabildiğiniz, anlayabildiğiniz ve
doyurabildiğinizde aktarımı daha olumlu olacaktır. Amacınız
öfkeyi tamamen yok etmek değil, öfkenin aktarımında çevrenize zarar vermesini
önlemektir. Öfke, doğal ve geçici bir duygudur, her insan yaşar. Önemli olan
sinirinizin ve öfkenizin saldırgan davranışlara ve kine dönüşmemesidir.
Öfkenizi sağlıklı bir biçimde aktarabilmek için önce kendinizi tanımanız ve
isteklerinizi bilmeniz gerekir. Duygularınızı açıkça ifade edebiliyor ve
sorumluluklarınızı biliyorsanız, olumsuz duygularınızı da karşı tarafa sağlıklı
bir biçimde aktarabiliyorsunuz demektir. Ne istediğini bilen, duygularını
tanıyan ve düşüncelerini tespit eden insan, hislerini de doğru bir şekilde
ifade eder. Öfkeli insan olayları nasıl
algılar? Öfkeli olan
insan, olayları istemeden abartılı ve çarpıtılmış olarak algılar. Öfkeli
insanlar genellikle düşünmeden yargılama ve bu yargıları yönünde davranma
eğilimindedirler. Öfkeli olduğunuzda önce yavaşlayın, gösterdiğiniz tepkileri
gözden geçirin, aklınıza gelen ilk şeyi söylemeyin, asıl söylemek istediğiniz
şeyi düşünün, karşınızdaki kişinin söylemeye çalıştıklarını dinlemeye ve
anlamaya çalışın, hemen cevap vermeyin. Öfkenizin
altında yatan gerçek düşünceyi bulmaya çalışın. O ortamdan bir süre uzaklaşıp,
sakinleşmeye çalışın. Kendinizin ve karşınızdakinin öfkesinin kontrolden
çıkmasına izin vermeyin. Derin nefes alıp verme egzersizleri yapıp,
sakinleştirici durumlar hayal etmeye çalışın. Bu sıra da kendinize "Sakin
ol!" ya da "Gevşe!" diyerek telkinlerde bulunun. Unutulmamalıdır
ki, öfke duygusunu yok edemeyiz, mutlaka öfkelenmenize sebep olacak olaylar
yaşanacaktır. Yaşamda her zaman için engellerle, kayıplarla ve istemediğiniz
durumlarla karşılaşma olasılığınız vardır. Bunu değiştirmek bazen imkânsızdır.
Olaylara bakış açınızı değiştirmek çoğunlukla sizin elinizdedir. Bakış açımızı değiştirmek
ne işe yarar? Bakış
açınızın değişmesi, olayların sizde yarattığı öfke duygusunu taşınabilir boyuta
indirgemenize ve doğru biçimde ifade etmenize yardımcı olacaktır. Öfke daha çok ne zaman işe
yarar? Öfkenin
sağlıklı ve işe yarar olabilmesi için öncelikle varlığının kabul edilmesi ve
tanınması gerekir. Öfkenin ifadesi kişiden kişiye değişiklik göstermektedir
Bazı kişiler bu tür duygularını sıklıkla bastırmayı, yok saymayı ya da inkâr
etmeyi tercih ederken, diğerleri öfkeyi bir süre bastırıp daha sonraları
patlamalar şeklinde ifade eder. Bir kısım birey ise öfke ile davranmayı bir
adeta yaşam biçimi haline getirmiştir. Aslında öfkenin ifadesinde sadece ortaya koyma
ya da bastırma tarzında iki seçenek yoktur, kişilerin kendi öfkelerini,
kaynaklarını ve öfkeyi ortaya koyma biçimlerini anlaması çok önemlidir. Uzman,
psikolog, sağaltımcı veya psikolojik danışmanlık yardımı alan kişilere; ev ödevleri ve yaşantısal örnekler yoluyla
bireylerin kendi öfkelerini tanıma ve anlama becerilerinin geliştirilmesine
çalışılır. Öfke ve saldırgan davranışların bir problem çözme aracı, bir öç
alma, intikam yolu, başkalarını suçlama, şiddet göstermeye veya suç işlemeye,
başkalarını kontrol etme yolu ve bir haklı olma yolu olmadığının anlaşılmasına
yönelik çalışmalar yapılır. Bu özelliklerin farkına varan bireyler öfkeyi
işlevsel olarak kullanabilmekte ve daha sağlıklı yollarla ifade etmeyi
becerebilmektedirler. Genel olarak öfkenin uygun bir biçimde ele alınabilinmesi
konusunda yani öfke yönetimi ve öfke kontrolünde kullanılan yöntemler oldukça
çeşitlidir. Burada önemli olan kişinin ihtiyaçlarının belirlenmesi ve bu
ihtiyaçlar doğrultusunda kullanılabilecek uygun profesyonel yaklaşımın
bulunmasıdır. Kendi
öfkenizi tetikleyen durumları ve öfkenizin biçimini tanımlayın. Kendi kendinizi
sakinleştirmeye yönelik egzersizleri düzenli olarak yapın. Derin nefes alın,
nabız atışlarınızı ve nefesinizi kontrol altına alın. Kendinize, sizi
sakinleştirecek cümleler söyleyin. Kendinizi, kontrol etme konusunda kararlı
olun. Şiddete yönelik davranışları asla kabul edilebilir çözümler olarak
değerlendirmeyin. Öfke
duygusuna evet ancak bu duyguyla davranmaya hayır, bağırmayın, vurmayın.
Çevrenizdekileri, öfkelendiğinize dair bilgilendirin. Kendinize zaman tanıyın.
Eğer mümkün ise kendinizi aöfkeli olduğunuz ortamdan hemen uzaklaştırın ve
sorunla ancak kontrolünüzü yeniden kazandığınızda uğraşın. Problemi açıklığa kavuşturmaya çalışın ve
çözümü aramaya odaklanın. Bol bol gülün ve espri yeteneğinizi kullanın olaya
yeni bir bakış açısı ve yeni bir çerçeve kazandırın. Kişisel saldırılara cevap
vermeyin kişiselleştirmekten kaçının Yaşamınızı
zorlayacak boyutlarda öfke sorunları yaşadığınızı fark ediyorsanız bir uzmandan
yardım almak en iyi yöntemdir. Aksi takdirde biriken öfke sağlığınızı bozmakta
ve birçok hastalığın sebebi olabilmektedir. Filiz
GÜLGÖR-Aile ve Çocuk Danışmanı MYLİFE
PSİKOLOJİK DANIŞMANLK VE KOÇLUK MERKEZİ : 0505 767 58 85
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
Eşlerin sorun çözme becerilerinin evlilik uyumuna etkileri
- 25/07/2018
Eşlerin sorun çözme becerilerinin evlilik uyumuna etkileri
Evlilikte mutluluk ve huzur evli çiftlerin ilişki kurmadaki yeterlilikleri ile ilişkilidir. Bu nedenle sorun çözme önemli bir ilişki kurma başarısıdır. Evlilik doyumu ile sorun çözme beceri
- ÇOCUKLARDA HAYALİ ARKADAŞ -
- 13/03/2018
Hayali arkadaş, hayal ile gerçek arasındaki farkın çok belirgin olmadığı okul öncesi dönemde sık görülen