Ekrem Çulfa
-
BİR KADIN BİR HAYAT - ‘’Şiddet yetersiz kimsenin son
durağıdır.”(Isaac Asimov) Kadına
yönelik şiddet bu yetersizliğin ve acizliğin en acı ürünlerinden biridir.Hem
kentsel hem de kırsal yaşamda kendini en acı boyutlarıyla
sergilemektedir.Birleşmiş Milletler 1993 yılında kabul edilen,kadınlara yönelik
şiddetin yok edilmesi bildirgesinde kadına yönelik şiddeti”Cinsiyetçiliğe
dayalı olarak gerçekleşen ister kamuda ister özel yaşamda meydana
gelen,kadınlara fiziksel,cinsel,psikolojik acı veya ıstırap veren ya da
verebilecek bir eylem,uygulama ya da bu eylemlerle tehdit etme zorlama,keyfi olarak
özgürlükten yoksun bırakma” olarak tanımlar.Kadına yönelik şiddet kendini
fiziksel,psikolojik,sosyal,ekonomik cinsel vb şekillerde göstermektedir.Myanmar
ordusunun Arakanlı Müslüman kadınlara uyguladıkları,ölüm yoluna sürükledikleri
şiddet,insanlık dışı örneklerden sadece biridir.Savaşta,sokakta,özel
yaşamda,kamuda kadın sırf kadın olduğu için cinsel obje olarak görülüyor.En
yakınlarının tacizine,tecavüzüne maruz kalıyor.Mağdur yaşamış olduğu bu
travmatik olayla ağır depresyonlar,cinsellik üzerine problemler,stres
bozuklukları,yeme bozuklukları,bedensel rahatsızlıklar vb durumlar
yaşayabiliyor ve etrafına kaygıyla bakan bir birey haline geliyor.İntihar
girişimlerinde bulunabiliyor. Huzurlu ve
mutlu bir aie kurmanın hayali ile evlenen kadın bir gün hatta belki evliliğinin
ilk gününde şiddetin çirkin yüzüyle karşılaşıyor.Boşanmak istiyor ama eşi
tarafından tehdit ediliyor.Ekonomik özgürlüklerine kısıtlama getiriliyor,ölümle
tehdit ediliyor.Peki çocuk gelinler!İnsan değil bir mal gibi görülen çocuk
gelinler! Kadın
yönelik şiddet,kadını kontrol altında tutmaya ve denetlemeye çalışan acizce bir
yöntemdir.Erkek bu acizce yöntemle kadın üzerinde tahakküm ve hegemonya kurmaya
çalışmaktadır.Erkek egemen toplumlarda,erkek üstünlüğü yaratılmaya
çalışılarak,kadın varlığı ikincilleştirilir.Kadının erkeğe itaatkar haline
gelmesi için şiddete başvurulur.Erkek,şiddeti içselleştirip
normalleştirerek,isteklerini bu yolla elde etmeye çalışır.Komplekslerini kadın
karşısında kendini üstün hissederek
gidermeye çalışır. Bir kadın
düşünün tüm umutları sona ermiş,kendini dünyadan soyutlamış,kendini
unutmuş,kabullenmiş...Çekin acizce ellerinizi kadının dünyasından,bedeninden.. Çocuklarına
ve kendisine yepyeni bir hayat kurmak,iyileşmek,özgürleşmek,umutlarını
tekrardan yeşertmek isteyen kadınlar da var.Yorulmuştu artık
kadın,aşağılanmaktan,kıyaslanmaktan,ezilmekten... Geleneksel
değerlerin hakim olduğu ataerkil toplum yapılarında şeref ve namus kavramı
kadın üzerinden tanımlanır.Şiddet uygulan aciz varlık kendi şerefini
sorgulamadan namus kavramını kadına atfeder.Şiddetin perde arkasını sorgulamaya
başladığımızda önümüze bir çok neden çıkar.Toplumsal sebeplerden
kaynaklanabileceği gibi kişinin kendisinden kaynaklanan biyolojik,psikolojik
nedenlerden de vardır.Erkeğin işini ve toplumsal statüsünü kaybetmesi kadın
karşısında kendini zayıf görmesiyle paranoyalar geliştirmesi sık rastlanan
sebeplerdendir.Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayanan rollerin erkeğin kadına
hükmetmesini meşrulaştırması şiddetin normalleştirilerek yayılmasına nedendir.Erkeğin
öfke kontrolü ve dürtü denetimin zayıflığı,madde bağımlılığı,çocukluk döneminde
maruz kaldığı travmatik yaşantılar,biyolojik faktörlere bağlı olarak erkekte
gelişen limbik ve endokrin bozuklukları, kişilik bozuklukları şiddeti
doğurabilir. Hastalık boyutunda kıskançlık problemi yaşayan,empati yapma
yeteneği zayıf, düşük duygusal zekaya sahip, düşük benlik saygısına sahip,
özgüveni zayıf erkekler şiddete eğimlidir.Cinsel yetersizlik hissiyle eşine
şiddet uygulayan erkek, kendisiyle yüzleşmekten kaçarak, hissettiği
eksiklikleri kadına atfeder ve rahatlamaya çalışır. Ne yazık ki, öğrenilmiş
çaresizliği içselleştirerek durumu kabullenmiş kadınlarımız var. Asla
kabullenme! Sen
gözyaşlarını kalbine akıtan mahzun kadın! Hayatının
kaç günü,kaç gecesi,kaç yılı sessizce ağladın. Umutlarının
artık tükenmesine mi,canının yanmasına mı bu çıldırışın. Dünyanın en
soğuk yeridir şimdi başını koyduğun yastığın. Hangi aciz
erkek nedeni bu sancılarının. Unutma
ki,şiddeti kabullenerek çare bulamazsın! Çare
olamazsan hayatına,umutlarına kavuşamazsın.. MYLİFE
PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE AİLE EVLİLİK MERKEZİ : 0505 767 58 85
mervegeee@outlook.com.tr
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
İNTİHAR
- 16/10/2018
“Her nefis bir gün ölümü tadacaktır”
Ölüm hayatın en büyük gerçeği ve her canlının hakikatidir.İnsanoğlunun en büyük kaygısı ve korkusu,kimileri için kurtuluş ve özgürlük yoludur.
İNTİHAR
- 09/10/2018
İNTİHAR
DUYGUSAL EMEK
- 02/06/2018
Küreselleşme ile birlikte bir çok alanda yeni yönetim politikaları ortaya çıkmıştır.Bu politikaların
-YALNIZLIĞA YOLCULUK-
- 17/02/2018
Ah ne çok şey yazılmış yalnızlığa, ne çok sözler söylenmiş...
“Yalnızlık tek kelime,söylenişi ne kadar kolay.Halbuki yaşanması o kadar zordur ki.”
-TOPLUM VE TÜKETİM AŞIKLARI-
- 30/01/2018
Postmodernizmin ve kapitalizmin politikalarının sonucu olarak ortaya çıkan tüketim çılgınlığı,bir salgın hastalık gibi ilerleyerek,bireysel olmaktan çıkıp küresel bir boyut kazanmıştır