Ekrem Çulfa
Nietzsche ağladığında filmi 19. yüzyılda yaşamış olan ünlü Alman filozofu Nietzsche'nin hayatından önemli bir kesiti seyirciye sunmaktadır. Film bir takım korkular ile baş etmeye çalışan iki bilim adamının, korkularının temelinde yatan birbiriyle yakından ilişkili gerçekleri ele almaktadır. Bu iki adam birbirlerinin hayatına ışık tutmuş ve birbirlerine saplantılarının arkasında yatan anlamları bulmada yardımcı olmuşlardır. Nietzsche, insanların bir sürü psikolojisi ile, hayvani sex arzularının kölesi olduklarını düşünür ve kendini bu sürü psikolojisinden uzak tutmaya çalışır. Bu sebeple kendini yalnızca bilimine adamıştır. Nietzsche hayatın kendisine, istediğinden fazla sorumluluklar yüklemesine izin vermez. Kendi hayatını, kendisinin seçtiğine inanır. Ölümden korkmaz, ancak ruhunda derin ümitsizlik hissi vardır. Dr. Breuer Viyana'da başarılı bir tıp hekimidir. Toplum tarafından yaşamaya mecbur bırakıldığı bir hayatı yaşamaktadır. Hayatının tüm amacı, toplumun kendisine biçtiği rolü, en iyi şekilde yerine getirmektir. Bu bağlamda, istediğinin gerçekten bu olup, olmadığını sorgulamayı bile düşünmez. Ancak sürekli histerik rüyalar görür. Bu iki bilim adamının karşılaşması, Lou Salome adlı genç bir kadının Dr. Breuer'dan Nietzsche'nin ümitsizlik hastalığı için yardım istemesi ile olur. Lou Salome, Nietzsche'nin aşkına karşılık vermemiştir. Nietzsche ise aşkına karşılık alamayınca, derin bir ümitsizlik hissine kapılmıştır. Ölmeyi bile düşünmektedir. Lou duyduğu derin vicdan azabı ile, Dr. Breuer'dan yardım istemeye gelir. Ancak Nietzsche bu durumdan haberdar olmamalıdır. Breuer ünlü filozofa migren ağrılarına bir çözüm bulacağını belirtmiş, ama asıl maksadını ondan gizlemiştir. Ancak Nietzsche kendini açmayı ısrarlı bir şekilde red etmektedir. Bunu üzerine Breuer Nietzsche'ye mesleki değiş tokuş teklif eder. Teklif şu şekilde canlanmıştır. Ben vücudunuzu, siz ise benim hayat felsefemi değiştireceksiniz. Bana ümitsizlik hissene katlanmayı öğreteceksiniz. Nietzsche öncelikle bu teklifi maddi olarak ödeyemeyeceği için kabul etmez. Ancak Breuer kendisinin de yardıma ihtiyacı olduğunu, ona yardımcı olabilecek tek kişininde kendisi olduğuna onu ikna etmektedir. Breuer'nın maksatı Nietzsche'nin güvenini kazanmak ve onun bir midye gibi açılmasını sağlamaktır. Ancak bu anlaşmadan sonra olaylar tam tersi şekilde ilerler. Breuer yaptıkları uzun konuşmalarda, artık kendini Nietzsche'ye tam anlamıyla teslim etmiştir. Artık Nietzsche hala kendisini koruyan kalkandan sıyrılamazken, Breuer ona tüm ruhunu açmıştır. Berta adlı kadına olan saplantısının altında yatan gerçek çok farklıdır. Breuer ölüm korkusu çekmektedir, çünkü yaşadığı hayat kendi seçtiği bir hayat değildir. Sorumlulukları, aile babası olması ona toplum tarafından biçilen bir roldür. Toplum tarafından yaşamaya mecbur bırakıldığı bir hayatı yaşamak zorunda olduğu için, hayatı terketme düşüncesine tahammül edememektedir. Bu sebeple ölüm korkusu yaşamaktadır. Berta ise bunların tam tersi olan renkli ve bağımsız bir hayatı temsil etmektedir. Nietzsche baca temizleme diye tabir ettiği tekniklere doktorun takıntılarının arkasındaki anlamı bulmaya çalışmaktadır. Breuer'ın Berta adlı kadına olan saplantılı aşkının altında yatan gerçek çok farklıdır. Breuer ölüm korkusu çekmektedir, çünkü yaşadığı hayat kendi seçtiği bir hayat değildir. Sorumlulukları, aile babası olması ona toplum tarafından biçilen bir roldür. Toplum tarafından yaşamaya mecbur bırakıldığı bir hayatı yaşamak zorunda olduğu için, hayatı terketme düşüncesine tahammül edememektedir. Bu sebeple ölüm korkusu yaşamaktadır. Berta ise bunların tam tersi olan renkli ve bağımsız bir hayatı temsil ediyor. Yıllar önce kaybettiği annesi onu nasıl rüyasında düştüğü uçurumda, ölümden kurtarıyorsa, Berta'da onu real hayatında ölüm korkusunda uzakta tutuyordur. Ölen annesinin adınında Berta olması, Berta'ya karşı duyduğu saplantılı aşkı açıklamaktadır. Nietzsche ise Breuer'nın artık biz birer dostuz demesiyle, kendi yaşadığı buhranları itiraf etmeye karar verir. Ölüm korkusu yaşamamasına rağmen, yalnız ölmek korkusu onu ürkütmektedir. Luh ise bu korkuyu hafifleten kadın olmuştur. Nietzsche senin ailen var, benim ise sahteliklerim var demiştir. Yani her ne kadar kendini bilime adasa da, yalnız ölme korkusunda kurtulamadığını ifade etmeye çalışmıştır. İyi Seyirler
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
5 Yaş Çocuğu
- 21/03/2015
5 Yaş Çocuğu
4 Yaş Gelişim Özellikleri
- 18/03/2015
4 Yaş Gelişim Özellikleri
Üç Yaş Çocuğu Gelişim Özellikleri
- 17/03/2015
Üç Yaş Çocuğu Gelişim Özellikleri
2 Yaş Dönemi Gelişim Özellikleri ve 2 Yaş Dönemi Psikolojisi
- 10/03/2015
2 Yaş Dönemi Gelişim Özellikleri ve 2 Yaş Dönemi Psikolojisi
1 yaş Çocuğu Gelişim Özellikleri
- 07/03/2015
1 yaş Çocuğu Gelişim Özellikleri
Doğum ve Psikoloji
- 03/03/2015
Doğum ve Psikoloji
Kind und Scheidung
- 01/03/2015
Kind und Scheidung
Çocuk ve Boşanma
- 28/02/2015
Çocuk ve Boşanma
Çocuklarda Ne Zaman Çalma Davranışından Söz Edilebilir?
- 17/02/2015
Çocuklarda Ne Zaman Çalma Davranışından Söz Edilebilir?
Devamı