Ekrem Çulfa
Evliliklerde ve ilişkilerde geçmişe takılıp
kalmaktan nasıl kurtulursunuz? Bir insan neden geçmişe takılıp kalır? İçinde bir kızgınlık
olabilir, söyleyemedikleri olabilir. Yani içeride işlenememiş, dile
getirilememiş duygular, istekler ve ihtiyaçlar olabilir. Aslında kişinin istediği
sürekli geçmişe takılıp kalmak değil, eski sorunları sürekli açmak değil, eşi
ya da sevgilisi ile daha kaliteli bir ilişki arıyor. Ama sürekli geçmişteki
olumsuz durumları ilişkinin yıpranmasına neden oluyor. Bir insan sürekli geçmişe takılıp kalıyorsa burada insanın
zihninin bizi koruduğunu bilmek gerekiyor. İnsan organizması bizi aynı strese
maruz kalmaktan koruyor. Çünkü biz geçmişi unutursak ne olacak? Aynı hataya
tekrar düşeceğiz. Beyin bize ne diyor? O yoldan gitme, o yol tehlikeli. Acı
çekeceksin. Beyin bizim iyiliğimiz için o sorunları hatırlatıyor. O kişiyle
görüşme yine başın belaya girecek, kalbin kırılacak, aldatılacaksın, yine
depresyona gireceksin, gibi beyin bize uyarılar veriyor ve zihnin bir yerinde
hazır tutuyor. Peki geçmişte takılı
kalmamak için ne yapmanız gerekiyor? O unutamadığınız takılı kaldığınız andaki ihtiyacınız neydi?
Neye ihtiyacınız vardı da karşılanmadı? İlişkide bir kriz ya da sorun varsa,
orada karşılanmamış bir ihtiyaç vardır. O sizi kıran şey neydi? Orada ne
hissettiniz? Ne bekliyordunuz da olmadı? Var olan duygularını anlatman
gerekiyor. Hislerin neydi? Örneğin; “Ailenle
tartıştığımda sanki onlar bana saldırıyormuş gibi hissettim ve tedirgin oldum,
beni korumanı istedim”. Buradaki hislerin çözülmesine gerek yok. Yani eşinizin
neden böyle bir duyguya kapıldığına falan girmeyin. “Ya aman annem de sana bir
şey söylememişti” gibi bunları tartışmak çok anlamlı değil şuan için. Şuan
sadece anlaşılmak ihtiyacı var ve burada bunu vermemiz gerekiyor. Eşiniz
sizinle bir duygusunu paylaştığında duygusunun mantıklı olup olmadığını
sorgulamayın. “Sana ihtiyacım var” dediğinde “bana ihtiyacın yok, sen güçlü bir
kadınsın” demeni istemiyor. “Senin yanındayım” ı duymak istiyor. İlk etapta bu
kadar yapsanız yeterlidir. Bunu yaptığınız zaman var olan geçmiş sorunlar,
problemler kapsül içerisinde travma olmaktan çıkacak ve artık çözüme kavuşacak.
Bugünden itibaren var olan sorunları bu şekilde konuşmak, üstünü örtmemek,
tadınız kaçsa dahi bunları bir miktar söyleyebilmek ileride bugünkü yaşadığınız
sorunun kapsül içerisinde travma şeklinde hafızada yer etmemesini sağlayacak.
En azından bugünden itibaren var olan yaşadığınız hisleri, duyguları,
beklentilerinizi, ihtiyaçlarınızı eşinize söylüyor olmanız bugünden itibaren ileride
yaşayacağınız geçmişe anılara takılı kalmak kısmını en azından önleyecektir. Ya
geçmişte eşinizin neleri yapıp yapmadığına takılmayın ya da sağlıklı bir ilişki
isteğinden vazgeçin. Eğer geçmişteki beni aldattı unutamıyorum, unutmak
istemiyorum diyorsanız vazgeçmek daha iyi olacaktır. Ancak beni aldattı, ben
bunu unutup birlikte temiz bir sayfa açmak istiyorum diyorsanız önerilerimi
dikkate alın. Hislerinizi, duygularınızı, ihtiyaçlarınızı da sorunu çözmek için
değil, anlaşılmak için anlatman gerekiyor. Bazı danışanlar “duygularımı, ihtiyaçlarımı tatlı tatlı
anlatıyorum ama karşımda beni dinleyen yok. Duvara anlatıyor gibiyim. “
diyorlar. Eşinin duygularına, ihtiyaçlarına ve taleplerine kulak vermemekte
kararlı bir eşin telafisi çok zor. Eşiniz kuruntu da yapıyor olabilir, var olmayan
bir şeyden dolayı telaş da yapıyor olabilir, sorunu da büyütüyor olabilir ama
her büyütülen sorunun arkasında, her endişenin arkasında bir ihtiyaç yatıyor. Çiftlerin
en azından bu ihtiyacın ne olduğuna eğilmesi gerekiyor. “Sevgili eşim sen böyle
diyorsun ama ben bu konuda aynı görüşte değilim. Neden böyle düşünüyorsun. Gel
bunu konuşalım. Benim anlayamadığım bir şey var. Sen burada üzüntü
hissediyorsun, çok üzüldüğünü görüyorum ve sen üzülünce bende üzülüyorum. Niye
üzüldüğünü bana anlatır mısın? “ gibi en azından bu şekilde merakla, istekle
üstüne eğilmesi gerekiyor. Eşinin duyguları, ihtiyaçları sana çok mantıksız da
geliyor olabilir. Bunun mantığının oturmasına gerek yok bu sorunu çözmek için.
Sadece hislerini anla, ne diyor, ne anlatmaya çalışıyor, neye ihtiyacı var.
Bunu anla. İlgilenmiyorum, bana ne diyemezsin bu soruna. Eşin kanser olsa bana
ne mi diyecektin? Eşin hatalı düşünüyor. Beni ilgilendirmez diyemezsin. Bu
hisleri, ihtiyaçları anlamak, ilişkideki iki tarafın mutluluğu için önemli.
Otur bir dinle belki o mantıksız kuruntu dediğin sana mantıklı gelecek, belki
de eşin sana anlatırken bunun mantıksız olduğunu kavrayacak. Dediğim gibi
tarafların birbirlerini dinleyip anlamaları sorunların ileriye taşınmamasında
ve bu davranışı sürekli hale getirmek sağlıklı bir ilişkiye girmeye yol
açacaktır. Klinik Psikolog Sabiha
IŞIK
sabihaisik@outlook.com
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
Antisosyal Kişilik Bozukluğu
- 28/06/2022
Sosyopati ya da psikopati olarak da adlandırılan antisosyal kişilik bozukluğu genel anlamda diğer kişilerin haklarına karşı umursamazlık ve ihlal halidir. Çocukluk veya ilk ergenlik çağında başlayıp yetişkinlik çağında da devam eder. Hilekarlık ve
Terk Edilme ve Ayrılık Korkusu
- 24/06/2022
Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin’ e benzer aşıkların reddedilme ve terkedilme öyküleri mitolojde yoğun bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bütün hayatını sevgiliye adayan erkek ve kadın mitleri ile doludur masallar ve efsaneler. Analitik psikolojinin
Göç’ün Psikolojisi ve Sosyolojisi
- 21/06/2022
Uluslararası göç; bir ülkeden bir ülkeye belirli bir süre yaşamak için taşınmak olarak adlandırabiliriz. Göç konusunu sebeplerine göre ayıracak olursak eğer;
1) ekonomik göç yani iş için göç edenler: Eskiden Avrupa mavi yakalı göçmen ararken
Bağlanma türleri ve insan ilişkilerine etkisi
- 17/06/2022
Bağlanma; çocukların küçük yaşta anne veya bakım veren diğer kişi ile kurduğu bağdır. Bebekler küçük yaşlarda bakım veren kişinin ya da annenin her zaman ihtiyaçlarına cevap verebileceğini, güvenli olarak bir psikolojik yapı geliştirdiklerinde onlar
Çocuklarda davranış bozuklukları ve çalma davranışı
- 14/06/2022
Çocuklarda davranış bozuklukları ve çalma davranışı
Bir davranışı problem olarak değerlendirmenin belli objektif ölçüleri vardır. Davranışın değerlendirilmesi sırasında
Kardeşler arası yaş farkı ne kadar olmalıdır?
- 07/06/2022
En sık sorulan sorulardan biri ne zaman ikinci çocuğu yapmalıyım? Kardeşler arası yaş farkı ideali kaç olmalıdır? Bu yazımda bunlara detaylıca değineceğim.
Yaş farkına karar verirken değerlendirilecek konular; anne baba, anne baba ilişkisi, çocuğu
Çocuklarda konuşma geriliği, konuşma gecikmesi
- 03/06/2022
Konuşma bir öğrenme ve iletişim biçimidir. Bebekler etrafındaki olayları gözlemleyerek, cisimlerin isimlerini duyarak zamanla konuşmaya başlarlar. Çocuk beyni ilk üç yaş içerisinde öğrenme ve taklit etmeye çok açıktır. Çok kolay öğrenir ve taklit e
Çocuklara “Hayır”ı Öğretmek, Çocuklara Hayır Diyebilmek
- 31/05/2022
Ne zaman çocuklara “hayır” diyoruz? Ne zaman “dur” diyoruz? Acaba bu hayır’lar bizim hayır’larımız mı yoksa olması gereken hayır’lar mı? Çocukların cezalandırılmaları ile ilgili süreçlerde bazen hayır diyerek, ses tonumuzu da arttırarak yapmaması g
İstediğini ağlayarak yaptırmaya çalışan çocuğa nasıl davranmalıyız? Ödül ve pekiştireç yöntemi nası
- 24/05/2022
Bebek doğduğu andan itibaren ağlamaya başlar. Konuşamadığı için acıktığında, bir yeri ağrıdığında, tuvaleti geldiğinde, herhangi bir rahatsızlık durumu yaşadığında kendini başka türlü ifade edemeyeceği için ağlar. Ağladığında anne gider ve bir sorun
Devamı