Ekrem Çulfa
Kişilik kelimesi kökenini
eski Yunan tiyatrolarında oyuncuların maskeleri için kullanılan persona
sözcüğünden almaktadır. Persona kelimesi eski Yunancada kişinin kendiliğini değil
oynadığı karakteri temsil etmektedir. Daha sonra bu kelime insanların kendi
gerçek kişiliklerini anlatmak için kullanılmaya başlanmıştır. İnsanlar değişen
iç ve dış faktörlere karşı kendilerine özgü bir adaptasyon biçimi geliştirmektedirler.
Kişinin çevreye uyum sağlayabilmek amacıyla biliş ve duygularına dayanarak
geliştirdiği bu özgün düşünce, duygu ve davranışlar bütününe kişilik denmektedir. İnsanların genel
karakteristik özellikleri, başa çıkma tarzları ve toplumsal çevre ile etkileşim
biçimleri çocukluk döneminde belirmeye başlamakta ve normalde ergenlik döneminin
sonunda ya da genç yetişkinlik döneminde oturmuş örüntüler halinde
belirginleşmektedir. Bu örüntüler bireyin kişiliğini yani bireyin karakteristik
özelliklerini oluşturan, kendine özgü ayırıcı özellikler ve davranışlar
kümesinin oluşturmaktadır. Birçoğumuz için yetişkin
kişiliği, toplumun talepleri doğrultusunda şekillenmektedir. Çoğu kişilik
bozukluğunun genel ayırt edici özellikleri, kişinin benliği ya da benlik
duygusu ile ilgili yaşadığı sorunlar ve kişilerarası kronik sorunlardır. Bundan elli yıl öncesine
kadar kişilik bozuklukları tedavi edilemez psikolojik sorunlar olarak
görülürken iki binli yılların başı itibariyle kişilik bozuklukları alanında teşhis
ve tedavi çalışmaları artmakta ve hastaların toplumsal işlevselliğinin
iyileştirilmesi önem kazanmaktadır. Bu yarım yüzyıllık dönemde kişilik
bozukluklarının genel geçer bir tanımı yapılmamaktadır. Kişilik bozukluğu
tanısı konulabilmesi için öncelikle bireylerin toplumsal uyumunda, iş ve
ilişkilerindeki süreklilikte uzun süredir devam eden problemler bulunması
gerekmektedir. DSM-5 tanı ölçütleri başvuru el kitabına göre yaygın bir
örüntüye sahip olan kişilik bozuklukları en geç erken erişkinlik evresinde
başlayan, esneklikten yoksun ve ait oldukları toplumun beklentilerinden sapan
içsel yaşantı ve davranışlarla karakterize bir yapıya sahiptir. Kişilik bozukluğu
geçmişten bugüne önemi artan psikolojik, bilimsel ve sosyal bir toplum
sorunudur. Toplumda kişilik bozukluklarının görülme oranı %11 ile %23
arasındadır. Kişilik bozukluğu olan
kişilerin benlik saygısı zayıf, çalışma ve sevme yetenekleri belirgin ölçüde
azalmakta ve çoğunlukla tıbbi destek aramalarına yol açan stres tepkileri
geliştirmektedirler. Bu bireylerin genellikle eğitim düzeyleri düşük
olabilmekte, evliliklerinde problemler yaşanabilmekte ve sabit işleri bulunmamaktadır.
Ayrıca kişilik bozukluğu olan bireylerde madde kullanımı ve suç işleme oranları
yüksektir. Bunun yanı sıra kişilik bozuklukları uzun vadede; kaygı
bozuklukları, yeme bozuklukları, somatoform ve disosiyatif bozukluklar ve
psikozlar da dâhil olmak üzere birçok psikolojik bozukluğun oluşumuna zemin
hazırlamaktadır. KAYNAKÇA Köroğlu, E. (2013). DSM-5 Tanı ölçütleri
başvuru el kitabı. Çeviri. Hekimler yayın birliği. İstanbul (syf. 327). Livesley, W. J. (2001). Conceptual and taxonomic issues. In W. J. Livesley (Ed.), Handbook of personality disorders: Theory, research, and
treatment (p. 3–38). Guilford Press. Sayın, A., & Aslan, S. (2005).
Duygudurum bozuklukları ile huy, karakter ve kişilik ilişkisi. Türk Psikiyatri
Dergisi, 16(4), 276-283. Uzman Klinik Psikolog
Hatice Büşra Kara busra.kara@icloud.com
busra.kara@icloud.com
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
BOŞANMA SÜRECİ
- 14/05/2024
Boşanma, evlilik birliğinin resmi olarak sonlandırıldığı bir hukuki süreçtir. Boşanma süreci genellikle üç aşamadan oluşur: Boşanma öncesi, boşanma sırası ve boşanma sonrası.
DEPRESİF GENÇLER VE DEPRESİF EBEVEYNLER
- 01/02/2024
Depresif gençler ve depresif ebeveynler, günümüzde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Depresyon, hem gençlerin hem de ebeveynlerin yaşam kalitesini, sağlığını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilen ciddi bir ruh sağlığı bozukluğudur.
ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN YEME BOZUKLUKLARI
- 01/06/2023
Beslenme kriteri bireyin yaşamını devam ettirebilmesi, sağlıklı olmak ve büyümenin devamı için çok önemlidir.
“BANYO YAPMAK İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜ”
- 24/04/2023
Bazen anne babalar bebekken sudan çıkmak istemeyen çocuklarının büyüdükçe yıkanmak istemediklerinden ya da el ve ayaklarını yıkamaya tepki gösterdiklerinden yakınırlar.
“ÇOCUĞUMUZDAN BOŞANIYORUZ”
- 23/03/2023
Anne babası çatışma halinde olan çocukların, anne babalarından anlayış ve sabır gibi beklentileri olur.
AKRAN ZORBALIĞI
- 01/02/2023
Akran zorbalığı, çocukların kendi yaş gruplarında olan bir ya da birkaç kişiye; sosyal, fiziksel, sözlü ve cinsel olarak zarar vermeleridir.
TERKEDİLME KORKUSU
- 12/01/2023
Yeni bir ilişkiye başlama ihtimali olduğunda nasıl olsa bu da beni terk edecek diye düşünüp hiç başlamamayı tercih ediyor musunuz ya da tam tersi çok fazla ısrarcı oluyor musunuz?
ÇOCUK İLE YETİŞKİN
- 21/12/2022
Çocuk ile yetişkinin arasındaki sorunların pek çoğu, çocukların olgunlaşmaları için onların zamana ihtiyaçları olduğunu dikkate almamaktan kaynaklanır.
OKULA GİTMEK İSTEMEYEN ÇOCUKLARI OKULA HAZIRLAMA
- 09/09/2022
Çocuklara okulu evde sevdirmeye başlamak gerekmektedir. Okuldan bahsetmeyi doğru zamanda, doğru koşullarda, çocuğunuz sıkıldığında veya evin yetersiz olduğu zamanlarda yapın ki çocuğunuz okula heveslenebilsin.
Devamı