Ekrem Çulfa
KARNEDE Kİ KÖTÜ NOTLARIN SORUMLUSU KİM? Çocuklarımız çalışmalarının karşılığını ellerine
tutuşturulan bir karne ile size getirecekler ve belki de bazılarımız sonuçtan
fazla memnun kalmayacak. Bununla birlikte unutmamamız gereken önümüzde bir 2.
yarı daha var ve şuan çocuğumuz bu çalışmasıyla nasıl bir sonuca ulaşacağını
öğrenmiş durumda. Ve biliyorum ki o da çok üzgün. Hal böyleyken sevgili anne
babalar önce olanı olduğu haliyle kabul etmekle işe başlayalım ve bu durumu
lehimize nasıl çevirebiliriz ve her koşulda çocuğumuza nasıl destek olabiliriz
sorularının cevaplarına ulaşmaya çalışalım. Bizim tüm çabalarımıza rağmen çocuklarımız küçük
haylazlıklarına devam etmiş veya sınavlarda istenen notu alamamış olabilirler. Bu durumlarda onlara nasıl yardım edeceğiz? Yaptıkları bir başarısızlık karşısında, onları eleştirip,
aşağılayıp, suçlamamayı nasıl başaracağız? Çocuğumuzun karakterine saldırmak yerine, olayları
düzeltmelerine katkı sağlamayı nasıl başaracağız? BAŞARININ MİMARI EBEVEYNLER OLMA YOLUNDA Bir mimar düşünün, bir yapı inşaa etmek istediğinde
çalışanlarına şöyle der mi? ‘’Bir alışveriş merkezi inşaa etmiyoruz’’ ‘Tek
katlı bir ev yapmıyoruz, ikinci kalite malzemeler kullanmayın’. Hiçbir mimar
işe böyle başlamaz değil mi dostlar. Aksine en iyi adamları seçer ve onların
yapmasını istemediği işleri sıralayarak işe başlamaz. Yapılmasını istediği
sağlam yapının yapılmasını isteyerek işe koyulur. Biz ebeveynler de geleceğin mimarlarıyız. İş bu kadar
ciddiyken, neyi nasıl yapacağımız konusunda donanımlı ve farkında olmalıyız.
Bir evin yapılması da ağır işleyen bununla birlikte çok dikkat edilmesi
gereken, ‘en iyisini nasıl yaparım’ sorusunun her adımda sorulduğu ve her küçük
adımın sonucunda çok büyük işlerin ortaya çıktığı büyük bir emektir. Başarılı olmak isteyen insanlara bakıldığında onların şöyle
bir yol izledikleri görülmüştür. Onlar başarısız oldukları konu her ne ise o
konuyu bir öğrenme fırsatı olarak algılamışlar ve başarısız gibi görünen bir
olayı kendi başarılarına basamak yapmışlardır. ‘Başarıya ulaşamayanların yüzde doksanı yenilgiye
uğramamıştır. Sadece pes etmişlerdir’
der, Paul J. Meyer Başarıya ulaşan insanlar ‘ ben çok başarısızım,
anlayamıyorum, yapamıyorum ‘ deyip vazgeçmeyenlerdir. Başarıya ulaşanlar ben
bunu NİÇİN yapamadım diye kendilerine sormazlar. Niçin yapamadım, sorusunun
cevabı kendini suçlamaya götüren ve vazgeçirten bir sorudur. ‘Niçin’ sorusu
devamında kendini savunmayı getirir ve kişiyi, başarısız olan durumu haklı
göstermek meyline sokar. Başarısızlığını savunur farkında olmaksızın. Nasıl? Ne, nerede, ne zaman vb. sorular olayı merakla ve
farklı yönlerden irdelemeye sebep olan sorulardır. ‘Bunu tam olarak nasıl
yaptın?’ ‘Bu başarısız durum için tam olarak nasıl bir yol izlemiş
olabilirsin?’ ‘Bunu ne zaman yaptın? Bu olayda zaman önemli miydi?’ ‘Bunu
nerede yaptın? ‘ Burada yer önemli miydi?’ Nasıl bir çalışma şekli izlemiş olsaydın, bu gün karnende
seni mutlu eden ve hedefine ulaştıran notların olurdu? Eğer çocuğunuz başarılı
olsun istiyorsanız, böyle bir yaklaşım, çocuğun başarısına destek olan bir
yaklaşımdır. Hayatınızda hiç eleştirildiniz mi? Eleştirildiğinizde kendinizi nasıl hissedersiniz? Bir daha o
eleştirildiğiniz durumu geliştirmek isteği duyar mısınız? Çocuklarınızın
hatalarından ders almalarını sağlamak ve bunu bir ömür boyunca yapabilmeleri
için kendilerine geri bildirim vermeyi öğretmek ister misiniz? Eleştirmek
yerine onları yapılandırmak ister misiniz? Bunun için onları öncelikle şuan onları getirdikleri karne
ve puanlar ile oldukları halleriyle bir kabul edelim. ‘’ Sen çok zekisin ama
tembelsin’’ gibi yaklaşımlar, çocuğun bu durumu bir tecrübe olarak pozitife
çevirmesini sağlayacak davranış şekilleri değildir. Bunun yerine ‘’ Evet elimizde böyle bir sonuç var. Senin
hedefinden oldukça uzak görünüyor. Hedefine 2.dönem ulaşmak için neleri farklı
yapmalısın’’ sorusunu çocuğa sormalı ve kendi kendisine geri bildirim vermesine
fırsat tanımalıyız. Öğrenme ancak bu şekilde gerçekleşir . Böyle olduğunda, bir
ömür boyu işine yarayacak bir davranış modelini çocuğumuza kazandırmış olacağız
sevgili anne babalar. Sevdiklerinizle birlikte güzel bir tatil dönemi diliyorum.
Sevgiyle kalın… Yüksel Köksal Aile Danışmanı / Kişisel Gelişim Profesyoneli 05354336620 0 533 3738123 0 216 3476003
yukselkoksal10@gmail.com
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
BERTRAND RUSSELL’IN ‘MUTLU OLMA SANATI’ İSİMLİ KİTABINDAN ÇIKARILACAK 6 DERS
- 05/04/2019
Tarihin en büyük filozoflarından Bertrand Russell’ın aykırı kitaplarından ‘Mutlu Olma Sanatı’, ufkunuzu geliştirip bakış açınızı değiştirecek yaklaşımlar sergiliyor. İ
ANNELİK VE CİNSELLİK İKİLEMİNDE YANLIŞ BİLİNEN KONULAR
- 31/03/2019
Anne olmak isteyen kadınlar farklı nedenlerle doğal ilişki içinde çocuk sahibi olamayabilirler.
CİNSELLİK KADINLARIN ANLAM DÜNYALARINDA FARKLI BİR KÖŞEYE OTURUR
- 31/03/2019
Modern toplumlarda kadınlar için cinselliğin anlamı da farklıdır.
ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ VE KURTULMA ÖNERİLERİ
- 09/03/2019
Toplumda çok fazla önemsenmiyor ama özgüven eksikliği çocuk yaşlarda başlayıp yetişkin dönemde; depresyon ve sosyal fobi gibi rahatsızlıklara yol açabiliyor.
Pedagojide güvenli bağlanma nedir?
- 22/02/2019
Çocukların kimliklerini oluşturabilmesi, benliklerini tanıyabilmesi ve karakterini zarara uğratacak tehlikelerden korunabilmesi için en önemli yapı güvenli bağlanma köprüsüdür.
DUYGUSAL VE FİZİKSEL İHTİYAÇLARIMIZ İLİŞKİLERİMİZİ NASIL ETKİLER?
- 10/02/2019
İhtiyaçlarımız bizi motive eder, yönlendirir ve harekete geçirir. Var olan enerjimizi ihtiyaçlarımızı tatmin etmek için harcarız.
HAYATINIZIN AŞKINI BULAMAMANIZIN ALTINDA YATAN 5 SEBEP
- 04/01/2019
Hayatınızın Aşkı Diye Bir Şey Aslında Hiç Yoktur
AYNA HASTALIĞI: DİSMORFOFOBİ
- 03/11/2018
Dismorfofobi olarak da bilinen beden dismorfik bozukluğu, dünya çapında sıkça görülen şiddetli bir zihinsel rahatsızlıktır.
BİÇTİĞİNİ BEĞENMİYORSAN EKTİĞİNE BAKACAKSIN
- 27/01/2018
Geçen gün yakışıklı bir delikanlı ile tanıştım, 12 yaşlarında olmasına rağmen lise çağlarındaymış gibi olgun ve mükemmel bir delikanlı. Annesi ANA-BABA FARKINDALIĞI eğitimi sınıflarımdan birindeydi ve en heyecanlı öğrencilerimdendi.
Devamı